| Bir sürü kan akmış, sonra da durmuş. hiç iz yok. | Open Subtitles | الكثير من الدم ومن ثم توقف لا يوجد أي أثر |
| Aynı saatlerde, televizyon binamızda, Megumi hiç iz bırakmadan kayıplara karıştı. | Open Subtitles | في بناية محطتنا , في نفس الوقت اختفت ميجومي دون أن نجد أي أثر لها |
| Kanaması olan birini kaçırıp da hiç iz bırakmamak bayağı zordur, hemfikir miyiz? | Open Subtitles | يبدو من الصعوبة بأنه لم يترك اي اثر عندما تخطف شخصاً مصاب بجرح شرياني ألا توافقني الرأي |
| Şimdilik caddede hiç iz yok. | Open Subtitles | ها هو مجدداً، لا أثر لهُ في الشارع حتى الآن. |
| Eskiden tanıdığım insandan hiç iz kaldı mı? | Open Subtitles | أما زالت بك ذرة من الشخص الذي كنت أعرفه ؟ |
| Ama ruj lekesi kolay silinirdi, hiç iz kalmazdı. Ama silinmemişti? Niçin? | Open Subtitles | ولكن ,بالتاكيد يمكن ازالة احمر الشفاة تماما دون ترك اى اثر ,فلماذا لم يتم ازالته ؟ |
| Dün geceden beri kadından hiç iz yok. Şimdi sen söyle kadın nerede. | Open Subtitles | والآن , منذ مساء الأمس لا توجد أى إشارة عن الزوجة , أخبرينى أين هى ؟ |
| Ona boynunda veya göğüslerinin altında hiç iz kalıp, kalmadığını sor. | Open Subtitles | إسألها إن كان لديها أي علامات ربما على رقبتها أو علامة عضة على صدرها |
| Dün kredi kartını kullanana kadar ondan hiç iz yoktu. | Open Subtitles | ،لم يكن هناك أي أثر عنه حتي إستخدم بطاقته الإتمانيّة البارحة |
| Bang stick'e barut bulup hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | كما تعرفين قد إستطاع أن يحصل على البارود لأجل العصى الإنفجارية بدون أن يترك أي أثر |
| Kraliçeleri gömmeme yardım edeceksiniz. Buralarda hiç iz yok. | Open Subtitles | يمكنك المساعدة في دفن الملكات الإثنتين يجب أن لا يكون هناك أي أثر لهذا المشروع |
| Tarihçiler, hiç iz bırakmadan ortadan kaybolduklarını söylerler. | Open Subtitles | المؤرخون يقولون إختفوا بدون ترك أي أثر. |
| Yüce Tanrım. Geçen yıllar hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | يا إلهي العظيم السنوات لم تترك أي أثر |
| Ondan hiç iz yok. | Open Subtitles | لا يوجد لها اي اثر |
| Bakalım Pulpo hiç iz bırakmış mı? | Open Subtitles | اذاً دعنا نرى اذا ترك (بولبو) خلفه اي اثر |
| hiç iz yok..kanı silahı ve telsizi vardı | Open Subtitles | لا أثر له , هناك دماء وترك سلاحه وجهاز اللاسلكى الخاص به ن أنهم يعيقوا تحركة فتخلص منهم |
| hiç iz yok. Ama bölgeyi soruşturacağız. | Open Subtitles | لا أثر له، ولكننا نقوم بتمشيط المنطقة الآن. |
| Eskiden tanıdığım insandan hiç iz kaldı mı? | Open Subtitles | أما زلت بك ذرة من الشخص الذي كنت أعرفه؟ |
| Kesin değil ama, son doktora gidişinde, kan testinde hastalıktan hiç iz bulamadılar, yani o iyileşmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | انه ليس متاكدا تمام و لكن فى اخر مرة ذهب للطبيب لم يستطيعوا ان يجدوا اى اثر للمرض فى دمه لذلك يبدو انه اصبح بخير |
| Dün geceden beri kadından hiç iz yok. Şimdi sen söyle kadın nerede. | Open Subtitles | والآن , منذ مساء الأمس لا توجد أى إشارة عن الزوجة , أخبرينى أين هى ؟ |
| Aslında, şırınga silahını teslim aldığını biliyoruz geride hiç iz bırakmadan Cryazine'i kullanmak amaçlı. | Open Subtitles | حسناً، نعرف بأنك تسلمت مسدس الحقن ذلك النوع الذي يدير الكرازين دون ترك أي علامات |
| Kaçtı. hiç iz bırakmadı. | Open Subtitles | لقد أختفى لاأثر لوجوده |
| Hem Kim Hye Jin'in banka kayıtlarına tekrar baktım. Büyük meblağda bir paranın verildiğine dair hiç iz yok. | Open Subtitles | وأيضًا، لقد بحثت بحساب كيم هي جين المصرفي مجددًا ولم يكن هناك أيّ أثر أنّها تلقت مبلغا بهذا الحجم |
| Cinden hiç iz... | Open Subtitles | لا توجد أي علامة على جني في أي مكان... |
| hiç iz bırakmamış efendim. Buradan gideli çok olmuş. | Open Subtitles | لا أثر لهم سيدي اختفوا تماماَ |
| Artık hiç iz kalmadığını, kimsenin nereye bakacağını bile bilmediğini sanıyordum | Open Subtitles | اعتقدت انه لم يتبقى اي أثر بعد الان،انه لا يوجد احد يعرف اين يبحث |