| Senden bir adım önde olan birine süpriz yapmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل مفاجأة شخص ، هو دائمة قبلك بخطوة واحدة |
| Seyircilerin dikkatini çekmek bu günlerde hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل جذب أنتباه الجمهور في هذه الأيام |
| Onun oğlu olmak kolay değil Fredo. hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن يكون المرء ابناً ليس سهلاً على الاطلاق |
| hiç kolay değil, ama güzel bir hile birbirlerine ateş etmelerini sağlamak. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلاً أبداً ، لكن لكن خدعة واحدة جيدة وهي ضربهم ببعضهم البعض |
| hiç kolay değil. Çılgın yeteneklerin var. | Open Subtitles | ليس أمراً سهلاً انت تمتلك مهارات جنونية |
| Gerçekten zor bir durum ve bana göre onun çevresinde olman senin içinde ve onun içinde hiç kolay değil, | Open Subtitles | أنه وضع ميئوس حقا و أنا متأكده أن وجودك حوله ليس سهل عليه أكثر منك و أعتقد |
| Ben sadece... o adama bakmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل الإعتناء بذالك الرجل يصرخ .. |
| Bir donanma askeriyle evli kalmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكونين متزوجةً من جنّدي بالبحريّة |
| Kendi firmanı kurmak gerçek hiç kolay değil. | Open Subtitles | اتضح أنه ليس من السهل جدا أن تبدأ شركتِكَ الخاصةِ |
| Ama Asami'nin babasının Eşitlikçi olduğuna inanmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | ولكن أن يكون والد آسامى من الايكواليست شئ ليس من السهل تصديقه |
| Bu iş hiç kolay değil, bana iki saniye ver çılgın hergele! | Open Subtitles | ليس من السهل فعل ذلك امنحني بعض الوقت أيها اللعين |
| Bu iş hiç kolay değil, bana iki saniye ver çılgın hergele! | Open Subtitles | ليس من السهل فعل ذلك امنحني بعض الوقت أيها اللعين |
| Burada çalışmak hiç kolay değil. | Open Subtitles | حسناً ، ألا تظنون ليس سهلاً العمل هنا شكراً لكِ |
| Bu hiç kolay değil ama şimdi Marcus için yapabileceklerimizin en iyisi bu. | Open Subtitles | هذا ليس سهلاً ولكن هذا افضل ما يمكننا القيام به لماركوس |
| O evdeyken ben eve yeni girmiş oluyorum ve bu hiç kolay değil. | Open Subtitles | يتحتم علي العودو للمنزل بعد عودتها, وهذا ليس سهلاً. |
| Ona ulaşmak hiç kolay değil. Sürekli yer değiştiriyor. O yüzden yok. | Open Subtitles | هذا ليس سهلاً مع شخصٍ مثله انه كثير التنقل |
| Raymond, bu hiç kolay değil ama Jack'in pisliklerini temizlemekten fazlasını yapıyor olmalıydın değil mi? | Open Subtitles | (هذا ليس أمراً سهلاً يا (ريموند لكنك فعلت أكثر من مجرد تنظيف (الفوضى التي خلفها (جاك أليس كذلك ؟ |
| Peki. Bu hiç kolay değil, o yüzden uzatmadan söyleyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس سهل لذا سأفصح عنه وحسب |
| Yapma, bizim için de hiç kolay değil. İnsanlar bizi de sevmiyor. | Open Subtitles | كذلك بالنسبه لنا الناس لا تحبنا ايضاً |
| Onun için de hiç kolay değil. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلا عليه أيضا |
| - Bu hiç kolay değil, biliyorum. - İşi yokuşa sürme, Shane. | Open Subtitles | اعلم ان هذا ليس سهلا لا تقلق بشأن هذا شاين |
| hiç kolay değil. | Open Subtitles | ليس بالشئ السهل |
| Hayır, senin anlaman gerekiyor. Bu benim için de hiç kolay değil. | Open Subtitles | (أنت من يجب عليها التفهُّم يا (ديفياني و الأمر ليس سهلًا علي كذلك |