| Aslında, hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | لا يوجد فرق في الحقيقة |
| hiçbir farkı yok Katniss. | Open Subtitles | لا يوجد فرق , كاتنيس |
| Ve şu kovboy kızabilir, çünkü tüm o sert konuşmasına rağmen Bonnie'den hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | وراعيالبقرهذا يمكنهأنيغضب, لأنهبالرغممن حديثهالقاسي, هو ليس مختلفاً عن (بوني) |
| Michael'ın çocukla yaptığı şeyden hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | هذا ليس مختلفاً عما فعله (مايكل) مع الطفل أنا لم أجبره على أي شئ |
| Sıradan su işte. Yani Marx'ın bulunduğu sudan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | أعني، لا يختلف عن الماء الذي وجد فيه ماركس |
| Eğer emir alamıyorsa, vahşi bir hayvandan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | أذا لم ينصاع الى الأوامر فهو لا يختلف عن الحيوانات المفترسة |
| Konuş ya da konuşma, hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | الكلام او عدمه لن يفرق شيئاً |
| Konuş ya da konuşma, hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | الكلام او عدمه لن يفرق شيئاً |
| Clark'ın diğer adamlardan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | كلارك) ليس مختلفاً) عن أي ذكر بدم أحمر |
| Bize baş kaldıranlardan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | إنه لا يختلف عن أى من الآخرين الذين حولوا ظهورهم لنا |
| Bu küçük çocuğun bizim oğlumuzdan hiçbir farkı yok. | Open Subtitles | إن هذا الولد لا يختلف عن ابننا |