| Öğrendiğim bir şey var biliyor musun Hilly. | Open Subtitles | أتعرفين شيئاً، كسبت درعي الحديدي بجذاره, هيلي |
| Minny, Mississippi'deki en iyi aşçıydı ve Bayan Hilly onu istiyordu. | Open Subtitles | أتروا، (ميني) تقريباً أفضل طباخة في ولاية (ميسيسيبي)، والسيدة (هيلي) أرادتها. |
| Ve Bayan Walters hep Bayan Hilly'nin hâlâ Bay Johnny'yi sevdiğini söylerdi. | Open Subtitles | و(ميسوس والترز) دائماً تقول أن السيدة (هيلي) ما زالت مغرمة بـ(جوني)، أيضاً. |
| - Eh... Hilly, kompartmanıma gelip ortalığı toparlamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | هيلى , عليك ان تعودى الى مقصورتى وتقومى بترتيبها |
| - Hilly'e göz kulak olacaksın. Onu trenden indirip güvenliğini sağla Bay. Devereau'un icabına ben bakarım. | Open Subtitles | انت مسئولا عن هيلى انزلها من القطار و خذها لمكان امن |
| - Hilly. Kızlardan hoşlanmadığınızı sanıyordum. | Open Subtitles | لكني أعتقد انك لا تحب البنات، هيللي |
| Çok da umrumda değil ama Hilly'nin beni görmesi iyi olacak. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يهمني, و لكن فكرت بأنه من الجيد أن يراني (هيلي) و أنا أكرم |
| - Hilly'nin baharatlı yumurtaları. | Open Subtitles | -وطبخة (هيلي) البيض الحار . بدون فلفل أحمر. |
| Bayan Hilly, bebek sahibi olan ilk bebekti. | Open Subtitles | الآنسة (هيلي) كانت أول الأطفال بإنجابها لطفل. |
| Çünkü Bayan Hilly bebek doğurduğunda briç masasındaki bütün kızlar da doğurmak zorundaydı. | Open Subtitles | لأنه حالما تحصل الآنسة (هيلي) على طفلة، فكل فتاة على طاولة (الجسر) يجب أن تحصل على واحداً، أيضاً. |
| Belki sana dışarıda bir tuvalet inşa etmeliyiz Hilly. | Open Subtitles | ربما علينا أن نبني لكِ حماماً بالخارج، (هيلي). |
| Hilly başlattığı girişimi bültene koymanı istiyor. | Open Subtitles | (هيلي) تريد منكِ وضع مبادرتها في نشرة الدوري الإخبارية. |
| Hilly başhekimle konuştu ve bunun evimize değer katacağını söyledi. | Open Subtitles | (هيلي) تحدثت إلى وزير الصحة، وقالت أيضاً أنه سيضيف قيمة إلى منازلنا. |
| Hilly masrafları karşılıyor ve ona borcunu vermek için William'ın vergilerini takip edebilirmişsin. | Open Subtitles | (هيلي) ستتكفل بالنفقة وقالت يمكنك أن تدفع ضرائب (ويليام) لترد لها الدين. |
| Bayan Hilly'nin yanında işe girdim diye bana mı kızıyor? | Open Subtitles | الآن هل هي غاضبة مني لأني حصلت على ذلك العمل لدى السيدة (هيلي)؟ |
| Hilly'nin hala trende olup olmadığını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | علينا ان نرى اذا ما كانت هيلى لازالت فى القطار |
| Hilly, dün gece pencerenin dışında gördüğüm adam... bu o. | Open Subtitles | هيلى , الرجل الذى رأيته خارج النافذه بالامس ... هذا هو |
| - Hilly, profesör öldü. Bundan eminim. | Open Subtitles | هيلى , البروفيسور مات انا متأكد من ذلك |
| - Ne? Hilly, çatıdan ölü bir adam düştü. | Open Subtitles | هيلى رجل ميت يتدلى من السقف |
| Bana Hilly de. | Open Subtitles | ادعوني بي هيللي |
| Hilly, seni yaşlı şeytan. | Open Subtitles | هيللي أنت شيطان عجوز |