| Saçları kesildiği zaman bir hava bükücü, kendisini çevreleyen rüzgarı hissedebilir. | Open Subtitles | عندما يحلق راسه مسخر الهواء يستطيع ان يشعر بالريح من حوله |
| İnsan çok farklı nedenlerden bir çocuğu terk etmek zorunda hissedebilir. | Open Subtitles | قد يشعر المرء بأنّه مٌكره عندما يترك طفلًا لأي سبب كان |
| Fakat bir başka biri, belki de kardeşi, özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir. Bunun hayatına yeniden başlamak için büyük bir şans olduğuna karar verebilir. | TED | لكن شخصا آخر، ربما يكون أخاه، قد يشعر أنه تحرر، ويقرر أن هذه فرصة عظيمة ليبدأ الحياة من جديد. |
| "Hatırla, bir Jedi içinden geçen gücü hissedebilir." | Open Subtitles | تذكر, الجيدى يمكن أَن يشعر بالقوة تتدفق من خلاله |
| Fazla uzun sürmez. Enerji kaynaklarını hissedebilir. | Open Subtitles | لن ياخذ مدة طويلة في البحث , لكنه ذكر أنه يحس بأمتداد الطاقة |
| Kımıldayamaz..ama hissedebilir.. | Open Subtitles | لا يستطيع الحِراك، لكنّه يستطيع أن يشعر. |
| Bir güneyli size karşı bundan başka ne hissedebilir ki? | Open Subtitles | كيف يمكنك لجنوبي أن يشعر بأي شئ سوى المرارة من جانبكم؟ |
| Bazı ikizler garip güçlere sahip ve birinin canı acıdığında ötekisi hissedebilir. | Open Subtitles | بعض التوائم لديهم قوى غريبة، إذّ يشعر كلّ منهم بالأذى الذي يصيب توأمه. |
| Yani mesela bir tır, kötü bir uzaylı robota dönüşebilir veya romantik ilişki yaşayan bir insan, normalde göründüğünden farklı hissedebilir. | Open Subtitles | أتعرف مثل، نصف شاحنة ربماتكونفضائي،، أو، شخصُ في علاقة رومانسية ربما يشعر بشكل مختلف عما يبدو |
| Senin de, benim gibi hissettiğini biliyorum bunu ve şu hayvan bile hissedebilir bunu. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعرين بذلك و أنا أشعر بذلك أيضاً و أنا متأكد أن حتى هذا الحيوان يشعر بذلك أيضاً |
| Malvado beni hissedemiyor ama senin geldiğini hissedebilir. | Open Subtitles | ميلفادو, لا يمكنه الشعور بي ، ولكن قد يشعر بقدومك |
| - Bazen trajedilerin tek kurtulanı suçlu hissedebilir. | Open Subtitles | أحياناً يشعر الناجي الوحيد مِن المأساة بالذنب |
| Paydaşlar değersiz ve müvekkiller de aşağılanmış hissedebilir. | Open Subtitles | حسنا، قد يشعر المساهمين بالتقليل من القيمة والعملاء قد يشعرون بالإهانة. |
| Bu nedenle herkes arızalı bir sistem altında yaşamak konusunda iyi hissedebilir. | Open Subtitles | حتى يشعر الجميع أنهم بخير وهم يعيشون في نظام مزور |
| Fakat kalbinde duyabilir. Hatta sessizlikte sizi hissedebilir. | Open Subtitles | -ولكن بقلبه, حتى اثناء لحظات الصمت سوف يشعر بوجودكم معه. |
| Ona dokunduğunu hissedebilir. Ona söylediklerini duyabilir. | Open Subtitles | وبوسعه رؤيتكِ إنه يشعر بملامستكِ له |
| Nasıl hissedebilir ki? | Open Subtitles | كيف أن يشعر أي فرد؟ |
| Önemli değil, baban bunu hissedebilir. | Open Subtitles | يشعر والدك بذلك |
| Sadece müziği için acı hissedebilir. | Open Subtitles | هو يستطيع فقط بأن يحس الألم لموسيقاه |
| Buna rağmen çevresini hissedebilir ve tepki verebilir. | TED | وهي قادرة على استشعار محيطها والتفاعل معه. |