| Daha iyi hissetmen için... istediğin kadar vaktin olacak | Open Subtitles | و خذ الوقت الذي تحتاجه لتشعر بشعور أفضل مره اخرى |
| Kefalet olayında iyi hissetmen için bir sebebe ihtiyacın var, o kadar. | Open Subtitles | الأمر يتعلق أنك تحتاج سبباَ لتشعر بالارتياح من السقوط |
| Kendini evinde hissetmen için bir iki parça eşyanı getirdim. | Open Subtitles | احضرت لك بعض الاشياء لتشعري كأنك في المنزل |
| Kendini evinde hissetmen için bir iki parça eşyanı getirdim. | Open Subtitles | احضرت لك بعض الاشياء لتشعري كأنك في المنزل |
| Tommy, garip hissetmen için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | (لا يوجد أيّ سبب لكي تشعر بالغرابة يا (تومي |
| Kendini daha iyi hissetmen için benim gibi insanlara ihtiyaç duymana. | Open Subtitles | اسفة لانكي تحتاجي اشخاص مثلي لكي تشعري جيدا بشأن نفسك |
| Kendini evde hissetmen için hiç masraftan kaçinmadim. | Open Subtitles | لم أدخر شيئا لأجعلك تشعر وكأنك في وطنك |
| Bu sana, yeni müsabaka bahşederek iyi hissetmen için verdiğim bir şanstı. | Open Subtitles | هنا حيث أمنحك فرصة لتشعر بالراحة بمنحك إعادة مباراة |
| Bence bu kendin hakkında iyi hissetmen için bir sürü sebep. | Open Subtitles | اريد إخبارك ان هذه الاسباب كافية لتشعر بالرضى تجاه نفسك. |
| Yeniden bir İngiliz erkeği gibi hissetmen için sıcak bir banyoya ve yemeğe ihtiyacın var gibi. | Open Subtitles | أتخيل أنك بحاجة إلى حمام ساخن وعشاء جيد .لتشعر بأنك رجل إنكليزي .. |
| Karışma ihtiyacı hissetmen için daha ne yaşanması gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا تريد أن يحدث أكثر لتشعر أنك مجبر للمشاركة؟ |
| Daha iyi hissetmen için sana dokunabilirim ama istediğimiz şekilde birlikte olamayız. | Open Subtitles | يمكنني أن ألامسك ... لتشعر بالتحسن لكن لا يمكننا أن نكون ... معا كما نُريد |
| Bunun, basitçe durumu kavramandan çok, onu hissetmen için altın bir fırsat olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | هل لي أن أقترح أنّ هذه فرصة ذهبيّة لكِ لتشعري بالحالة، بدلاً من ترشيدها ببساطة؟ |
| Ama ağrın varsa, daha rahat hissetmen için gerekeni yapman konusunda koşulsuz destekliyorum. | Open Subtitles | لكن انكنت تتألمين.انتي تملكين دعمي الغير مشروط لتفعلي ماتريدين لتشعري بالتحسن |
| Ayaklarım seninkilerden daha beyaz değil. Kendini daha iyi hissetmen için sana öyle söyledim. | Open Subtitles | و قدميّ ليست أكثر بياضاً من خاصتك ، لقد أخبرتك بهذا لتشعري بتحسن |
| İyi hissetmen için ne gerekiyorsa yap ama gelip de bana söylenme. | Open Subtitles | أو أياً ماكنتِ بحاجة لفعله لتشعري بالرضا ولكن إياكِ والتحدث إلي |
| İnanılmaz bir şeyin parçasıymışsın gibi hissetmen için yönlendirildin. | Open Subtitles | لقد تم التلاعب بكِ لتشعري بإنّك جزء من شيء مذهل. |
| Kendini faydalı hissetmen için mi? | Open Subtitles | لكي تشعر بأنك مفيد؟ |
| Daha iyi hissetmen için elimizden ne gelirse ne istersen iste, senin yanındayız. | Open Subtitles | ماذا نستطيع ان نفعل لكي تشعري بتحسن ؟ اي شيئ تريدينه نحن هنا من اجلك |
| Ama bunu kendini kötü hissetmen için söylemiyorum Dan. | Open Subtitles | أنا لا أخبرك بذلك لأجعلك تشعر باستياء يا (دان) |