| Kendimi son zamanlarda fiziksel olarak tekrar iyi hissetmeye başladım, eskiden olduğu gibi. | Open Subtitles | حينما بدأتُ أشعر أني جيد جسدياً مجدداً، كما كنت |
| Söylemem lazım, bunu anlattığımdan beri kendimi daha iyi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | يجب أن اقول منذ آه، اخبرتك عما حدث بدأت اشعر بالتحسن |
| Bak Roz, kampanyayla ilgili kendimi biraz rahatsız hissetmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت بالشعور بعدم الارتياح حول هذه الحملة |
| Kendimi sosis partisindeki mısır sosisi gibi hissetmeye başladım. Bunu aklına yaz! Zıvanadan çıktım artık! | Open Subtitles | أنا بدأت أشعر وكأني نقانق في حديقة خلال الصيف ولقد بدأت أفقد أعصابي |
| Belki de o kadar da yalnız ve acayip olmadığımı hissetmeye başladım. | TED | بدأت أشعر أنني لم أكن لوحدي، ربما لم أكن غريبة الأطوار. |
| O gün hastanede bir şeyler hissetmeye başladım. Bilmiyorum. Belki hep vardı. | Open Subtitles | بدأت أحس بشيء ربما كان قد نشأ منذ فترة |
| Vardığımı hissetmeye başladım ve sanırım 40 yaşıma geldiğimde, gerçekten, gerçekten uçuyordum. | TED | بدأت أشعر بأنني قد وصلت، وعموماً، بحلول الوقت الذي بلغت فيه 40 عاماً، كنت أحلق حقاً. |
| Bu kanser olayı başta beni biraz korkutuyordu ama sizinle tanıştıktan sonra kendimi çok daha iyi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أتعلم, لقد كنت نوعا ً ما خايفا ً من هذا السرطان ولكن الآن قابلتكم ايها الشبان, وبدأت أشعر بتحسن |
| - hissetmeye başladım. | Open Subtitles | - أَحسُّه. |
| Haçlı seferine giden Kral Richard gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أَبْدأُ بالإحْساْس مثل الملك ريتشارد و هو يَذْهبُ إلى الحملات الصليبية |
| Aramızda gerçek bir bağ oluşuyor gibi hissetmeye başladım. Ben de. | Open Subtitles | بدأتُ أشعر أنه هناك انسجاماً حقيقياً بيننا |
| Doktorun bahsettiği yan etkileri hissetmeye başladım. | Open Subtitles | بدأتُ أشعر بالأعراض الجانبيّة التي كان يتحدّث عنها الطبيب |
| Sonra Toby bana yemek yapmayı öğretti ve tekrar bir şeyler hissetmeye başladım. | Open Subtitles | وبعد ما فعله، بدأتُ أشعر بالأشياء ثانية. |
| Bak, kendimi sanki beni kullanmaya başlamışsın gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | انظر, لقد بدأت اشعر حقا من انك تقوم بتميزي هنا |
| Kafama çok fazla kan gidiyor kene gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | كثير من الدم يضخ الى رأسي بدأت اشعر اني كقرادة |
| O bunu der demez... kendimi çok tuhaf hissetmeye başladım. | Open Subtitles | بمجرد قال ذلك بدأت بالشعور بالضحك كالجحيم |
| Aslında kendimi daha iyi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | في الحقيقة , بدأت بالشعور بتحسن أفضل |
| O hatun gibi hissetmeye başladım yine. | Open Subtitles | أنا بدأت أشعر أن الفرخ مرة أخرى. |
| Sonunda cidden kendimi evimde gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أنا وأخيرا بدأت أشعر أنني أنتمي الى هذا المكان |
| Yeniden kendimi normal hissetmeye başladım. | Open Subtitles | أقصد ، أننى بدأت أحس بطبيعتى مرة آخرى |
| Kendimi, polisin arka koltuğundaki kelepçeli adam klişesinde hissetmeye başladım da. | Open Subtitles | بدأت أشعر بأنني صورة نمطية يتجول في خلف سيارة للشرطة مصاب بالجنون |
| Biraz halsiz hissetmeye başladım. Sonra tek bildiğim, uyandığımda gökyüzünde olduğum! | Open Subtitles | وبدأت أشعر بالدوار وثاني ما أتذكره أنني استيقظت وكنت في السماء |
| - hissetmeye başladım. | Open Subtitles | - أَحسُّه. |
| Sanki bir şeyler yanlış gidiyormuş gibi hissetmeye başladım. | Open Subtitles | ...لا أَعْرفُ ...أَبْدأُ بالإحْساْس وكأن ربما هناك شيء خاطئ. |
| Birden kendimi kötü hissetmeye başladım. | Open Subtitles | شبشبي ، وفجأة أبدأ بالشعور بالسوء من نفسي |
| En sonunda eski zamanlardaki gibi hissetmeye başladım. April. | Open Subtitles | اريد الشعور كما كان الامر سابقاً |
| İşte, böyle. Şimdi biraz hissetmeye başladım. | Open Subtitles | نعم , هذا جيد , بدأت أشعر بذلك قليلاً |
| Sonra o eksi tanıdık duyguları hissetmeye başladım, | Open Subtitles | عندما بدأت الشعور بتلك الأحاسيس المألوفة القديمة... |