| Dünyadaki herhangi bir jürinin ülkesine hizmet için hayatının en güzel yıllarını veren birini mahkum edeceğini düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انت لا تعتقد ان أي هيئة محلفين بالعالم ستدين فتى قدم اجمل سنوات حياته لخدمة البلد؟ |
| Bizim de iki kardeşimiz tanrılarına hizmet için canlarını verdiler. | Open Subtitles | أثنين من أخوتنا ضحوا بحياتهم أيضاً لخدمة الألهة |
| Unut gitsin.Bakan dünyaya hizmet için sabah erkenden neden ayrılsın? | Open Subtitles | الآن لم ذهب الوزير لخدمة الوطن هكذا باكراً |
| Hastalara hizmet için ilaç firmalarının öğle yemeğine bel bağlıyorum." | TED | أعتمد على وجبة غداء من شركة أدوية لأخدم المرضى." |
| Yapacağım tabii, kesinlikle. hizmet için yaşarım ben. | Open Subtitles | أجل، أجل، بالطبع أعيش لأخدم |
| Ülkeye hizmet için evliliğimizi feda ettin ülkene hizmet için hayatını mahvettin kendi kızın için az bir şey feda edemez misin peki? | Open Subtitles | ضحيتَ بزواجنا في سبيل خدمة البلاد خلقت فوضى من حياتكِ في خدمة بلادك ألا تُضحي و لو بقليل من وقتكَ من أجل إبنتِك؟ |
| Tanrımıza hizmet için yapılan hiçbir davranış asla günah sayılamaz. | Open Subtitles | لا يوجد أي خدمة تتم من أجل الإله وتُسمى ذنب. |
| Eğer yardım edebilseydim, bilirsin gerginliğini azaltmak için, ben hizmet için buradayım. | Open Subtitles | , لو انه يمكنني تقديم المساعدة كي أقلل من توتركِ أنا هنا للخدمة |
| Ülkeme hizmet için orduya katıldım.... kahrolası Şirket projelerini... korurken ölmek için, değil.... | Open Subtitles | لقد سجلت لخدمة بلادى وليس لخدمة مؤسسة علمية ملعونة |
| Senin kazandığın her zaman, Allah'a yeni bir hizmet için sana yeni bir fırsat. | Open Subtitles | أدنى دقيقة توفرها فتستطيع استثمارها لخدمة الله |
| Bu esnada, halka hizmet için bu bölgenin günlük rutin işleri aksamadan devam etmeli. Bu yüzden elimizdeki kaynakları bölmek durumundayız. | Open Subtitles | وبالوقت الراهن، يجب أن يستمرّ العمل اليوميّ لهذه الدائرة لخدمة العامّة، لذا سنقسّم مواردنا |
| - Bu ülkeye hizmet için ettiğim yemini kendime hatırlatmadığım bir gün yok. | Open Subtitles | بالكاد لا يمر يوم حتى أنجزْ قسمي لخدمة هذا المجتمع. |
| Yakında kardeşlerimden ikisi de ülkelerine hizmet için ayrılacaklar. | Open Subtitles | قريباً اثنين من إخوتي سيغادران لخدمة بلادهم |
| - Evlatlık olarak imparatorluğa hizmet için. - Kendimi imparatorluğa adamış değilim. | Open Subtitles | ـ لخدمة إمبراطوريتهم المتّبنية ـ أنا لستُ كذلك |
| Hayır, ama birçoğu siyasi gündeme hizmet için sömürülüyorlar. | Open Subtitles | لا ، لكن الكثير يتم إستغلالهم لخدمة جداول أعمال السياسيين |
| Savaş alanında hizmet için Joe oldum. | Open Subtitles | لقد أصبحتُ ضمن فرقة (جو) لأخدم في الميدان. |
| Yapacağım tabii, kesinlikle. hizmet için yaşarım ben. | Open Subtitles | أجل، أجل، بالطبع أعيش لأخدم |
| Tüm kariyerimi Doğu'ya hizmet için Batı'da kurdum. | Open Subtitles | (لقد بنيت مهنتي كلها هنا في (الغرب (لأخدم (الشرق |
| RP: 2030'a kadar bu işçilere 30 hizmet için eğitim vererek 30 milyon hayat kurtarabiliriz. | TED | ر.ب: يمكننا بحلول 2030 إنقاذ 30 مليون حياة من خلال تدريب هؤلاء العاملين للقيام ب 30 خدمة. |
| Çıkış noktası halka daha iyi hizmet için nüfusu daha iyi ölçmektir. | TED | الهدف كان قياس نسبة السكان بشكل أفضل لتقديم خدمة افضل لهم. |
| - Seve seve tanrılarıma hizmet için ölürüm. - Belki de ölmelisin. | Open Subtitles | كان يسعدني الموت فى خدمة الآلهة ربما سينبغى عليك |
| Bu arada 300 adamımız hizmet için konuşlandırıldı, | Open Subtitles | منتشرين للخدمة بإمتداد 1000 قدم من مكان الحادثة |
| Ülken için feda ettiklerin ve gösterdiğin hizmet için kendimi borçlu hissediyorum. | Open Subtitles | انا أدين لك للخدمة التي أديتها لوطنك والتضحيات التي قدمتها |