| Sana "hep" kötü davranan öğretmenine söyle, o zaman. Bundan hiç hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | إذن أخبر المتنمر الدائم، لن يعجبه ذلك على الإطلاق |
| Şimdi,Eğer o baharatlı olmazsa ondan hoşlanmayacaktır | Open Subtitles | فإن كان قليل التوابل لن يعجبه حتماً |
| Dr. Blake, kuralları bu şekilde değiştirmemden hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | دكتور بليك لن يعجبه ثني القواعد هكذا |
| Ve biliyorsun ki baban burada olmandan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | وأنت تعرف أن والدك لن يعجبه وجودك هنا. |
| Elena, Bonnie'nin en iyi dostu. Aramızda olanlardan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | (إيلينا) و(بوني) صديقتان حميمتان لن يروق لها ما يحدث بيننا |
| Ama Robert bundan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | - بعدها فكرت ان روبرت لن يعجبه هذا |
| Ama sana söyleyeyim, bundan kesinlikle hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | لكن لن يعجبه ذلك |
| Bundan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | هذا شيء لن يعجبه. |
| Bundan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | هذا شيء لن يعجبه. |
| Evelyn, Arika'yı hapiste tutmamızdan hoşlanmayacaktır. | Open Subtitles | إيفلين) لن يروق لها إلقائنا) لـ(أريكا) في السجن |