| Yani bu herif, o herife söylüyor, o herif, başka bir herife söylüyor sonunda Kral için çalışan birinin kulağına gidiyor ve... | Open Subtitles | حسنا هذا الرجل اخبر ذلك الرجل وذلك الرجل اخبر رجل آخر في النهاية ، هذا يرجعنها الى الشخص الذى يعمل لدى الملك |
| Laf dönüp dolaşıp King için çalışan birinin kulağına gelmiş ve.. | Open Subtitles | في النهاية ، هذا يرجعنها الى الشخص الذى يعمل لدى الملك |
| Müller adlı Nazi ajanı için çalışan bir katil. | Open Subtitles | انه مجرم يعمل لصالح عميل نازى رجل يُدعى مولر |
| Evet ama ben önemsiyorum ve onun için çalışan insanları da. | Open Subtitles | أجل، ولكن أنا أهتم به وكل أولئك الأشخاص الذين يعملون تحته |
| Yeni adam onu vurdu, Ryker için çalışan yeni adam. | Open Subtitles | قتله الرجل الجديد ، الرجل الجديد الذي يعمل لحساب رايكر |
| Babasının es geçtiği bir çete üyesi için çalışan gangsterler tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | قُتل على يد مجرمين يعملون لصالح زعيم عصابة هرب من قبضة أبيها |
| Bu yüzden ben de arkadışım Maureen'i aradım, onun oda arkadaşının kız kardeşi onun için çalışan hemşireyi tanıyormuş. | Open Subtitles | اخت شريكة غرفتها تعرف الممرضة التي تعمل لدى الطبيب |
| Psi-op.'lar için çalışan bir yedek askersin değil mi? | Open Subtitles | أنت جندي إحتياطي تعمل لصالح العمليات النفسية، صحيح؟ |
| Ve Gerald Crawford'da göre, kendisi Latif için çalışan İngiliz İstihbarat görevlisi. | Open Subtitles | و وفقا لجيرالد كرافورد أنه موظف المخابرات البريطانية الذى يعمل لدى لطيف |
| Amerikalı ya da Amerika için çalışan kimseyi oraya gönderemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك إرسال أمريكيون أو أي شخص يعمل لدى أمريكا |
| Bill için çalışan bir çok kişi bize kendisinin Silikon vadisindeki önde gelen insanlardan olduğunu düşündüklerini söylediğinde biz de aynı kanıya vardık. | TED | عندما أخبرنا عديد ممن يعمل لدى بيل أنه برأيهم أحد أميز القادة في وادي السيليكون، وافقناهم تمامًا. الرجل عبقري. |
| Bilgileri Çinliler için çalışan bir Bulgar'dan satın alıyorum. | Open Subtitles | حقيقه , انا عرفت ذلك من بلغارى يعمل لصالح الصينيين |
| Ülkesi için çalışan birinin buraya gelmesi tuhaf olurdu. | Open Subtitles | من يعمل لصالح بلده ويأتي الى هنا . لابد من حدوث اخطاء |
| Babam için çalışan insanlar sürekli uğruyorlar. | Open Subtitles | وهناك أناس الذين يعملون عند أبي هنا دائماً |
| Fazla sürmeyecek. Babam için çalışan bir adam vardı. | Open Subtitles | ليس لفترة طويلة هناك رجل كان يعمل لحساب أبي |
| Devrimde tıpkı senin gibi hükümet için çalışan canavarlar görmüştüm. | Open Subtitles | رأيت وحوشاً مثلك يعملون لصالح الحكومة خلال الثورة |
| Market zinciri için çalışan birisin yani. | Open Subtitles | أعنى بأنك لم تعمل لدى مجله , أو صحيفه أو كنت مميز فى علم الأحياء ؟ |
| Oyunda siyah şapkalılar için çalışan bir ajanı oynuyorsun. | Open Subtitles | أنت عميل تعمل لصالح منظمة العمليات السرية السوداء |
| Notun arkasında onlar için çalışan gardiyanın adı ve adresi yazılı. | Open Subtitles | ستجد في الخلف إسم وعنوان الحارس الذي يعمل مع هذا الشخص |
| Bana adını söyleyemezsiniz ve sizin için çalışan insanların hiçbiri de onu bulamadı. | Open Subtitles | لا يمكنك إخباري اسمها ولا أحد من من يعملون لديك استطاع العثور عليها. |
| Ve Brett bazı hayır kurumları için çalışan Jennifer ile evlendi. | Open Subtitles | وبريت متزوج من جينيفير التي تعمل في الأعمال الخيرية |
| İlk önce Oğlak habis bir dük için çalışan bir haydut. | Open Subtitles | في البداية كان كابريكورن قاطع طريق لص يعمل لمصلحة دوق الشر |
| Verax, düşman için çalışan yüksek mevkili askerleri öldürmek için keskin nişancılar görevlendiriyorlardı. | Open Subtitles | Verax كانوا يستخدمون القناصة لملاحقة المقاولين رفيعي المستوى الذين كانوا يعملون لحساب العدو |
| Ve bu seriler için çalışan genetikçiler, hangi yolla olursa olsun Afrika dışına bu sıçramayı yapmış kaç kişi olduğunu tahmin etmeyi başardılar. | Open Subtitles | علماء الوراثة الذين يعملون مع هذه السلسلة استطاعوا تقدير عدد الذين استطاعوا الهجرة من أفريقيا بأي مسار اتخذوه |
| Efsaneye göre bir suç lordu için çalışan bir paralı askermiş. Savaş lordunun kızına aşıkmış. | Open Subtitles | الأسطورة تقول أنه كان هنالك مرتزقة عمل لدى قادة عسكريين محليين، وقع في حب ابنة أحد القادة |