| Evet, ama bana karşı hep çok nazik davrandı, onun için üzülüyorum. | Open Subtitles | أجل ، ولكنها كانت دائماً لطيفة معي وأنا أشعر بالأسى من أجلها |
| Onun için üzülüyorum. Daha önce hiç bir ruh tarafından hedef seçilmemişti. | Open Subtitles | أجل، أشعر بالأسى عليها إنها لم تهاجم من قبل هكذا بواسطة شبح |
| Üç yıldan beri uğraşıyorsun. Senin için üzülüyorum. Gerçekten bak. | Open Subtitles | ثلاث سنين من المحاولة إني حقاً أشعر بالأسف من أجلك |
| Senin için üzülüyorum biraz. Annem gelmiyor, babamla da konuşmuyor gibisiniz. | Open Subtitles | كنت حزينة لأجلك فحسب أمي لن تحضر و أنت و أبي بالكاد تتحدثون |
| Bir bakıma, senin için üzülüyorum çünkü şu andan itibaren seni konuşturmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | بشكل ما انا اشعر بالأسف لك لأنه من الآن,سوف افعل كل شئ لأكسرك هل تفهمينى ؟ |
| En çok kimin için üzülüyorum, biliyor musunuz? | Open Subtitles | اتَعْرفُ الرجلَ الذى أَشْعرُ بالأسى عليه حقاً؟ |
| O kadar aptalca laflar ediyorsun ki, senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | أنك تبدو غبياً جداً بالنسبة لي الآن، أشعر بالأسى إتجاهك |
| Bak, ben de onun için üzülüyorum, ama başka bir iş bulacaktır. | Open Subtitles | أشعر بالأسى عليه أيضاً ولكنه سيجد وظيفة أخرى |
| Ayakkabılarla yaşayan yaşlı kadın için üzülüyorum çünkü gerçekten kötü kokuyor olmalılar. | Open Subtitles | أشعر بالأسى لهذه المدربة لأنه لا بد أن رائحتها سيئة جداً |
| Ama en çok da John için üzülüyorum. | Open Subtitles | ولكن اكثر من اى شىء أخر, أشعر بالأسى من أجل جون. |
| 70 yaşında hamile bırakacağın angut için üzülüyorum. | Open Subtitles | أشعر بالأسى للمغفله التي ستجعلها حاملاً و أنت في السبعين |
| Şu anda bana çok aptalca geliyor, ben senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | أنت يبدو سخيف جدا غبي لي الآن، أشعر بالأسف من أجلك. |
| Senin için üzülüyorum ama artık bir sevgilin olmadığı için mutluyum. | Open Subtitles | أشعر بالأسف لأجلك، ولكنّي أيضًا سعيد لأنه ليس لديك صديق حميم بعد الآن. |
| Biliyor musunuz, o iyi adam için üzülüyorum. | Open Subtitles | هل تعرف ، اٍننى أشعر بالأسف لمستر فول اللطيف |
| Senin için üzülüyorum biraz. Annem gelmiyor, babamla da konuşmuyor gibisiniz. | Open Subtitles | كنت حزينة لأجلك فحسب أمي لن تحضر و أنت و أبي بالكاد تتحدثون |
| Kardeşini kaybettiği için üzülüyorum ama başka bir devlet kumpası duyarsam... | Open Subtitles | اشعر بالأسف لفقدانه لشقيقة ولكني لو سمعت مؤامرة حكومية اخرى |
| Senin için üzülüyorum, beni üzüyorsun. | Open Subtitles | أَشْعرُ بالأسى عليكِ، فأنتِ تُحزِنيننى |
| Senin için üzülüyorum. Neler kaçırdığını asla bilemeyeceksin. | Open Subtitles | آسفة بشأنك لن تعلم قط ما الذي تفوته |
| Yine de senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | و رغم ذلك أتعاطف معكِ |
| Seni zavallı üzgün milyoner. Senin için üzülüyorum. | Open Subtitles | ايها المليونير المسكين الحزين أشعر بالآسف من اجلك |
| Bunu söyleyeceğim aklımdan geçmezdi ama onun için üzülüyorum. | Open Subtitles | لم أظن أني سأقول هذا يوماً لكني أشعر بالسوء من أجلها |
| Senin için üzülüyorum moruk. | Open Subtitles | أتعرف ، أنا أشعر بالشفقة عليك أيها العجوز |
| Beş yıl sonra onun ne olduğunu umursayacak kimse kalmayacak ve ben onun yoluna çıkacak herkes için üzülüyorum. | Open Subtitles | بعد خمس سنوات من الآن لا أحد سيهتم أنه كان مشهور أو بطل للعبة الوثب أشفق على أىّ شخص يعرفه |
| Babalarım için üzülüyorum diyelim çünkü, yoğun terapi masrafları için, üniversite fonumu bozmaları gerekecek. | Open Subtitles | دعنا نقول انا اشعر بالاسف لابي. السبب انه على الارجح سيخصم من صندوق تامين جامعتي للدفع للعلاج النفسي |
| Bu çok zor. Lizzy için üzülüyorum. Bunu hak edecek bir şey yapmadı. | Open Subtitles | هذا أمر صعب,وأننى لأشعر بالأسف من أجل ليزى فقد فعلت القليل لتستحق هذا |
| Biliyor musun, senin için üzülüyorum Scarlett. | Open Subtitles | أنا حزين من أجلك يا سكارليت |