| ...neşelenmek için alışverişe çıkmaya karar verdim. | Open Subtitles | أنني قررت كان بلدي الوحيد اللجوء إلى الذهاب للتسوق. |
| Onu heyecanlandıracak bir şeyler almak için alışverişe gittim. | Open Subtitles | ذهبت للتسوق لأجعل الأمور تبدو طبيعية أنتِ تحاولين |
| İki lezbiyen, çift taraflı vibratör almak için alışverişe gidiyorlar. | Open Subtitles | الساحقيتان ذاهبتان للتسوق لـ شيء له رأسان زوجي |
| - Tabii. Annem bana yeni kıyafetler almak için alışverişe çıktı. | Open Subtitles | أمي ذهبت للتسوق لتشتري لي بعض الملابس الجديدة |
| Düğün için alışverişe çıktılar. | Open Subtitles | هاؤلاء الشباب انطلقلوا لتوهم للتسوق من اجل الزفاف |
| Tanrım, onu okul kıyafetleri için alışverişe çıkarmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | ياالهى كنت افكر ان نذهب للتسوق لشراء ملابس المدارس |
| Affedersin, Sinclair için alışverişe gitmek zorundaydım. | Open Subtitles | عذرا، واضطررت للذهاب للتسوق لسنكلير. |
| Akşam yemeği için alışverişe gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب للتسوق كي أشتري طعام العشاء .. |
| Okulun ilk günü için alışverişe çıkabilir miyiz? | Open Subtitles | يمكننا الذهاب للتسوق لأول يوم دراسي؟ |
| kağıtlar için alışverişe gittin. | Open Subtitles | ذهبتي للتسوق , لشراء ثقّالات الورق |
| ..sonra da mutlu olmak için alışverişe çıkıyorlar. | Open Subtitles | وبعدها يجهزون انفسهم ويذهبون للتسوق |
| Andrew'in partisi için alışverişe zaman ayıramayacağını biliyordum. | Open Subtitles | علمت أنه لن يكون لديكِ وقت للتسوق من أجل حفلة "أندرو" |
| Razavi ailesi için alışverişe gitti. | Open Subtitles | خرجت للتسوق لعائلة (رضافي) اخبرها بأن تأتي إلي |
| Yarın yepyeni kıyafetler almak için alışverişe çıkacağız. | Open Subtitles | غداً سنحتفل و نذهب للتسوق |
| Evet, çarşaf ve havlu için alışverişe götürmemi istiyor. | Open Subtitles | أجل، تريدني أن أصحبه للتسوق |