| Ben onu alırım, sen onları buradan belirtmek için hazır ol. | Open Subtitles | سأحضر لها، وتحصل على استعداد لمحجر العين لهم للخروج من هنا. |
| Ben de artık seks yapmak için hazır olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انها على استعداد أخيرا لممارسة الجنس معي مرة أخرى |
| Thomas, senin adamın Danimarkalılara haber vermek için hazır herhalde. | Open Subtitles | توماس،متى تظن زملائك الدنمركيين سوف يكونون على استعداد لسماع الأخبار |
| Bugün için hazır olduğumu düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقد أننى مستعد لهذا اليوم؟ اعني ، أننى أشعر وكأنى |
| Ben ders almıştım, ama sahne için hazır değilim. | Open Subtitles | لقد تعلمت عدة دروس، ولكنى لا أدرى إذا كنت مستعدة لهذا أم لا |
| Daha büyük haberler için hazır mısın? | Open Subtitles | أنت مستعد لبعض الأخبار الكبيرة؟ |
| Tekliflerin olması güzel fakat onun bunun için hazır olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | رائع أن يكون هناك عروضاً لكنى لا أعتقد إنه مستعد لذلك |
| Polis eskort konvoyu, tasdikleme bittiğinde yola çıkmak için hazır. | Open Subtitles | موكب حراسة الشرطة على استعداد للرحيل بمجرد أن يكتمل التحقق. |
| Önümüzdeki 24 saat içinde sorgulama için hazır olur. - Peki çocuğu? | Open Subtitles | ينبغي أن تكون على استعداد لأستخلاص المعلومات في ال 24 ساعة القادمة |
| Gogol festivali için hazır değildim. | Open Subtitles | وبعدها لم أكن على استعداد لمهرجان غوغول. |
| Ferguson saat 7.00 de telgraf için hazır olsun. | Open Subtitles | ليكن. فيرغسون على استعداد مع التلغراف عندما نتوقف عند 7.00. |
| Köpek yavrusu için hazır mısın bilmiyorum, Randy. | Open Subtitles | لست متأكدا من أنك على استعداد للحصول على جرو , راندي. |
| Ama duymak için hazır olduğunuzdan emin değilim. | Open Subtitles | لكنّني لست متأكداً من أنّك على استعداد لسماعها ؟ |
| - Bunun için hazır olduğuna emin misin, Louis? - Sen? | Open Subtitles | هل انت متاكد انك مستعد لهذا, لويس? |
| Ve bunun için hazır olmalıyız. | Open Subtitles | إن كان أي منكم غير مستعد لهذا فليذهب؟ |
| - Neden? Bu zamana dek işi iyi bir şekilde götürdün ama bu hasta için hazır değilsin. | Open Subtitles | حتى الآن أبليتِ بلاءً حسناً، لكنكِ لستِ مستعدة لهذا المريض |
| Şimdi, kim yoga için hazır? | Open Subtitles | و الآن من مستعد لبعض اليوغا؟ |
| Bu sorumluluk için hazır olduğuma emin değildim. | Open Subtitles | لم أكن متأكداً ما إذا كنت مستعد لذلك النوع من الإلتزام. |
| Hüküm için hazır olun! Herkes hüküm için hazır olsun! Hüküm için hazır olun! | Open Subtitles | يستحسن أن تستعد ليوم الحساب! |
| Randevu için hazır olduğunda, bana söyle. | Open Subtitles | هذه أنا , عندما تكون جاهز لهذا الموعد . أعلمنى |
| - Dış dünya için hazır olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ غير جاهزة لهذا العالم |
| Merhaba, ben kardeşin! Yarın için hazır olup olmadığınızı sormak istedim. | Open Subtitles | مرحباً أختاه, أريد التأكد وحسب إذا كنتما على إستعداد ليوم الغد. |
| Tüm seçimleri yaptık ve sizin için hazır. | Open Subtitles | لقد صنعنا المزيج و هو جاهز لكي |
| Camaro otopsi için hazır mı? | Open Subtitles | إذاً ، هل السيارة ال كامارو جاهزة للفحص ؟ |
| Sonunda onun için hazır hâle geldiğimi göstermeye çalışmış. | Open Subtitles | ومافعله ، هذا يعني أنني جاهزة له |
| Ve o gece boyunca bir çok partnerle anonim seks yapmak için hazır. | Open Subtitles | ولديها ليلة جاهزة من الجنس المجهول مع عدة شركاء |
| Ama ben müsabakalar için hazır değilim amca. Senden mi bahsediyorum? | Open Subtitles | لكنّي، لست جاهزًا للمنافسة بالمصارعة بعد يا عمّي |
| Masajınız için hazır mısınız? | Open Subtitles | أأنت مُستعد لجلسة تدليكك؟ |