| Maximilian'ı bunu yapmaması için ikna etmeye çalıştım ama her zamanki gibi beni dinlemedi. | Open Subtitles | ولقد حاولت إقناع ماكسيميليان بأن لا يفعل .. لكنه لم يستمع ، كعادته |
| Tamam. Tamam. İki insanı kendilerini öldürmek için ikna etmeye çalışmak bu kadar yeter. | Open Subtitles | يكفي محاولة إقناع اثنين من الناس إلى قتل أنفسهم. |
| Kârlı bir yatırımı bırakmak ve, sahip olduğum her şeyi kaybetmek, ve Francis'i,Babamın yüzyılı aşkın zamandır başarısız olduğu... işe yaramaz madene yatırım yapması için ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | الإلقاء بالإستثمار المُربح و إفراغ كل ما لدي و إقناع فرانسيس بحذو حذوي في منجمٍ منتهٍ |
| Lord Hazretlerini, personelin beklenene seviyeye getirilmesi için ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لإقناع سيادتهِ بإستعادة مستويات الموظفين إلى سابق عهدها |
| Renard Black Claw'a katılması için ikna etmeye çalıştı. | Open Subtitles | حاول رينار لإقناع له للانضمام الأسود المخلب. |
| Beni okula tam gün devam etmem için ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | إنه يحاول إقناعى بأن أذهب للكليه بدوام كامل |
| Kasabada kalacaksanız onu size görünmesi için ikna etmeye çalışacağım. | Open Subtitles | لو أنكي سوف تظلين فى المدينه ، يمكنني أن أقنعه بأن ياتي لك للعلاج |
| İki saattir kabine üyelerini başkanlığı ona vermeleri için ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد قضت الساعتين الماضيتين تقنع أعضاء مجلس الوزراء |
| Yüzbaşıyı talebini iptal etmesi için ikna etmeye çalıştım, ama yararı olmadı. | Open Subtitles | لقد حاولت إقناع القائد أن يسحب طلبه لكن بدون جدوى |
| Bir Sözcü'yü, sözlü tarihinizi kâğıda dökmek için ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | عندما حاول إقناع متحدث بكتابة تاريخكم الشفوي على ورق. |
| Jeffrey Alan Carnegie: İlerici arkadaşlarımı Trump taraftarlarını anlamaları için ikna etmeye çalıştım ancak çoğu onları anlamaya uğraşmadı, yüzeysel olarak algıladıkları şeyler yalan, bencillik ve nefretti. | TED | جيفري آلان كارنيجي: لقد حاولت إقناع أصدقاء تقدميون أنهم في حاجة لفهم ما يحفز مؤيدو ترامب، إلا أن العديد منهم نأوا بأنفسهم عن الفهم في وجه ما يدركوه كأكاذيب، أنانية وكره. |
| Kızımızı da implant taktırması için ikna etmeye çalıştı ama Elizabeth istemedi. | Open Subtitles | حاول إقناع إبنتنا للزارعة لكنها رفضت |
| Yatırımcıyı tek başıma beni desteklemesi için ikna etmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سأحاول إقناع الممول بالتعامل معي مباشرة |
| Michael'ı güneye gelip yeteneklerini bizimle paylaşması ve saygın fakültemizin en yeni üyesi olması için ikna etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول إقناع "مايكل" لإحضار مواهبه إلى الجانب الجنوبي ويصبح العضو الجديد في كليتنا المحترمة. |
| Cary'i bizim aleyhimize ifade vermesi için ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إقناع كاري بالشهادة ضدنا |
| Jess, buraya Cece'yi bu evi almamak için ikna etmeye geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | (جيس)، أعلم بأنك أتيتِ لهنا لإقناع ( سيسي) بأنه لا يجدر بنا شراء هذا المنزل |
| - Dayton devlet üniversitesine kaydolup burada kalmam için ikna etmeye çalıştılar. | Open Subtitles | و يحاولون إقناعى بالإلتحاق بجامعة "دايتون" المحلية |
| Burada kalması için ikna etmeye çalıştım ama-- | Open Subtitles | لقد حاولت أن أقنعه بالبقاء |
| İki saattir kabine üyelerini başkanlığı ona vermeleri için ikna etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد قضت الساعتين الماضيتين تقنع أعضاء مجلس الوزراء |