| Ben Alley. Teller için kusura bakmayın. İnsanlar işimize burnunu sokmadan duramıyor. | Open Subtitles | انا ألاي , آسف على السور دائما ما يتدخل الناس في عملنا |
| Böldüğüm için kusura bakmayın ama ben size soru sormadım. | Open Subtitles | أعذرني، أنا آسف على المقاطعة لكني لم اعرض هذا كسؤال |
| Ejderha için kusura bakma. Galiba ortadan kayboldu. Fazladan sıfır yok. | Open Subtitles | آسف بشأن التنين أعتقد بأنه اختفى هكذا، لا يوجد أي بدائل |
| Yalan haber suçlamasıyla, yeniden dava edilmek istemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأني لا أريد أن أتابع بتهمة التشهير ثانية |
| Pantolon için kusura bakma. Çocukluğumdan beri böyle çalışırım. | Open Subtitles | آسف بخصوص البنطال ، أنا معتاد على التمرين هكذا منذ كنت طفلاً |
| Açılışına gelemediğim için kusura bakma. Senden çok nefret ediyorum, o yüzden. | Open Subtitles | آسف لأنني لم أتي الى حفل إفتتاحك ولكنه فقط لاني أكرهك جداً |
| Aciliyet için kusura bakma ama buna değeceğinden oldukça eminiz. | Open Subtitles | آسفة على حالة الطوارئ لكنّنا واثقون أنّ هذا الأمر يستحقّ |
| Partiyi kaçırdığım için kusura bakma ama seyahat ufku açar, değil mi? | Open Subtitles | آسف على التغيب عن الحفل لكن السفر يوسع المدارك ، صحيح ؟ |
| Rahatsız ettiğim için kusura bakma, ama bugün evden adamın birini dışarı attım. | Open Subtitles | آسف على إزعاجك، ولكنني طردت رجلاً من منزلي اليوم |
| Buraya getirdiğim için kusura bakmayın ama ofise dönecek kadar iyi hissetmiyordum kendimi. | Open Subtitles | آسف على جعلكما تأتيان إلى هنا، لكني لم أشعر بأنني قادر على العودة إلى المكتب |
| İyi akşamlar, hanımefendi. Önce yaşananlar için kusura bakmayın. | Open Subtitles | مساء الخير، سيدتي آسف على ما حدث قبل ذلك |
| Standart siyah için kusura bakma, mağazada, ellerinde sadece beyaz takım kalmış. | Open Subtitles | آسف بشأن هذا الزي الأسود الرسمي لكن هذا الزي الأبيض الوحيد في المتجر |
| Kısa tur için kusura bakma. Bu yazılım sunumu işi başımızı aştı. | Open Subtitles | آسف بشأن الجولة القصيرة ، ولكننا مشغولون جداً بإطلاق البرنامج الجديد |
| Yalan haber suçlamasıyla, yeniden dava edilmek istemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأني لا أريد أن أتابع بتهمة التشهير ثانية |
| Dün gece geç kaldığım için kusura bakma. Yapacak çok işim vardı. | Open Subtitles | آسف لأني تأخرت بالليلة الماضية الكثير من العمل قبل الليلة |
| Evet, biliyorum, onun için kusura bakma. Meşguldüm biraz. | Open Subtitles | أجل ، أنا أعلم ، أنا آسف بخصوص ذلك قد كنت مشغولا للغاية |
| Ama son günlerde çok gerginim. Acısını senden çıkardığım için kusura bakma. | Open Subtitles | كنت تحت الاجهاد مؤخراً أنا آسف لأنني نفست عن غضبي عليكِ |
| Beklettiğim için kusura bakmayın. Biraz eleman eksikliği çekiyoruz. | Open Subtitles | آسفة على التأخير ولكن تعوزنا المساعدة اليوم. |
| Sorduğum için kusura bakmayın, böyle bir yere parası nasıl yetti? | Open Subtitles | عذراً على السؤال، لكن كيف إستطاع تحمل نفقة شيء كهذا؟ |
| Dün gece için kusura bakma. | Open Subtitles | أقول أنى آسف عن ما حدث ليلة أمس |
| Sizi buralara kadar getirttiğimiz için kusura bakmayın ama onları binadan çıkartamam. | Open Subtitles | آسف لجعلك تأتي هنا بهذه الطريقة ولكن لا يمكنني إخراجها مِن المبنى |
| Pekâlâ beyler, işi çözemediğimiz için kusura bakmayın. | Open Subtitles | حسنًا ايّها السادة انا آسف لعدم قدرتنا على العمل معًا |
| Siklemediğim için kusura bakma... ama, şu anda sizinle aynı duyguları paylaşamayacağım. | Open Subtitles | حسناً ، معذرةً على عدم اهتمامي ولكن لا يبدو أنني لديّ أي تعاطف معكم الآن |
| Böldüğüm için kusura bakmayın ama insan görmeyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | عذرا على المقاطعة, لكن مر وقت طويل منذ أن رأيت بشرا آخرين |
| Ben, Marty. Bunun için kusura bakmayın. | Open Subtitles | مارتي آسف حول ما جرى |
| Habersiz geldiğimiz için kusura bakmayın. Sasha nereye gitse kendi evindeymiş gibi davranır. | Open Subtitles | آسف علي الدخول هكذا ، ساشا تشعر وكأنها بالمنزل أينما ذهبت |
| Hepimizin güzel BMW'si olmadığı için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لأننا لا نملك جميعاً سيارات فارهة |