| Sana söyleyemeyeceğim şey bu. Arr. Ve bunu korsan olduğum için söylemiyorum. | Open Subtitles | هذا الشيء الذي لا يمكنني إخباركِ وأنا لا أقول ذلك لأنني قرصانه |
| Ve ben bunu iyi birşey olduğu için söylemiyorum, ama bir şeydir, değil mi ? | TED | وأنا لا أقول أن هذا هو أمر جيد، ولكنه يعني شيئًا، أليس كذلك؟ |
| Bunu sırf senin danışmanın ve menajerin olduğum için söylemiyorum. | Open Subtitles | و لا أقول ذلك لأنني وكيلة دعايتك مديرتك، و وكيلتك |
| Kız arkadaşı olmak için söylemiyorum ama olmak isteseydim onunla yatsaydım Cecil'in kız arkadaşı olmazdım takıldıklarından biri olurdum. | Open Subtitles | و لا أقول أنني أريد أن أصبح حبيبته و لكن لو أردت هذا و ضاجعته فلم أصبح حبيبته |
| Bunu seni rencide etmek veya arkadaş olarak görmediğim için söylemiyorum. Benim için bir ihtiyaç. | Open Subtitles | لا أقصد أن تكون هذه إهانة أو غير ملائمة هذا فقط ما أريده |
| Övünmek için söylemiyorum, ama onu yakalamak 13 gecemi aldı. | Open Subtitles | أنا لا أقصد أن تتباهى، ولكن انتظرت أسبوعين كله للقبض عليه! |
| Harikaydınız. Kibar olmak için söylemiyorum. Mükemmeldiniz. | Open Subtitles | كنتِ رائعة , وأنا لا أقول هذا لأكون لطيفاً , كنتِ رائعة |
| Batırmayacaksın. Her şey harikâ olacak. Ve bunu üstünde bir şey olmadığı için söylemiyorum. | Open Subtitles | لن تفسده ، أنت مذهل ، وأنا لا أقول هذا لأنك عاري الصدر |
| Seni başımdan atmak için söylemiyorum bunu. | Open Subtitles | وأنا لا أقول فقط أن لأنني أحاول أن تخلص منك. |
| Ve bunu, hayatta kalan sen olduğun için söylemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أقول هكذا لأنك الشخص الذي نجا وأنا أختار أن أُصدِّق ذلك |
| Ve bunu sadece sarhoş olduğum için söylemiyorum. Bunu duyduğuma sevindim dostum. | Open Subtitles | وأنا لا أقول ذلك لأنني ثمل من الجيد أن أعرف, يارجل |
| I don't mean to make you nervous, but seni sinirlendirmek için söylemiyorum ama | Open Subtitles | لا أقصد أن أعصبك ، لكن |
| Onlara acıdığım için söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن أشعر بالأسى لهم |