| - Yani bu büyük şovda yardımcım olmak senin için sorun değil? | Open Subtitles | لذا أنت موافق على أن تكون مساعدي في البرنامج الكبير؟ بالطبع .. |
| Benim için sorun değil. Harika uyuyorum. | Open Subtitles | . ليست مشكلة بالنسبة لى . انا انام جيدا |
| Yani, yüzlerce insanı öldürmeye çalışması senin için sorun değil. Öyle mi? | Open Subtitles | إذاً لا مانع لديك بانه كان سيترك المِئات من الناس لِيموتوا ؟ |
| Bakın, rahatsız edilmek istemiyorsanız benim için sorun değil. | Open Subtitles | ولكن لا بأس بالنسبة لي . إذا كنتِ لا ترغبين الإزعاج |
| Sadece dürüst davranıyor. Benim için sorun değil. | Open Subtitles | إنه صريح فحسب، لست أمانع |
| Çok teşekkür ederim, hayatım ama geri yollamak benim için sorun değil. | Open Subtitles | ...أوه أنا أقدر ذلك، عزيزي ولكني موافقة على أرجاعه |
| Bir şantajı kolaylaştırmak için iki kere para almak senin için sorun değil mi? | Open Subtitles | أأنتَ موافق على أن تقبض مرّتين لتسهيل ابتزازها؟ |
| Eğer çarşaf kalesi yapmak istiyorsan, benim için sorun değil. | Open Subtitles | إذا أردت بناء حصن بطانيات أنا موافق على ذلك |
| Söylüyorum sana, bu benim için sorun değil. | Open Subtitles | انا اقول لك ، ليست مشكلة بالنسبة لي |
| Benim için sorun değil. | Open Subtitles | حسناً, ليست مشكلة بالنسبة لي |
| Anlaşılan, çağrılarınıza aldırmamak onlar için sorun değil. | Open Subtitles | , حسناً , من الواضح أنهم يظنون أنه لا مانع من تجاهل استدعائكِ |
| Benim için sorun değil ama Metro kahramanının o kadar reklamını yaptık. | Open Subtitles | لا مانع لدي، ولكننا روّجنا لبطل الأنفاق |
| Benim için sorun değil. Her gün bir oyun yeterince fazla. | Open Subtitles | لا بأس بالنسبة لى عرض واحد فى اليوم لشئ كثير |
| Eğer gerçekten bunu istiyorsan benim için sorun değil. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تريدينه لا بأس بالنسبة لي |
| Sadece dürüst davranıyor. Benim için sorun değil. | Open Subtitles | إنه صريح فحسب، لست أمانع |
| Ama benim için sorun değil. | Open Subtitles | .لكن أنا موافقة على ذلك |
| Ve eğer senin yönteminle yaparsak onlara uzun zamanda adi mal yollama riski taşırız bu da senin için sorun değil çünkü eğer çekilirlerse üzerinde kumar oynayabileceğin başka bir şirket bulursun. | Open Subtitles | , و لو فعلنا الامر بطريقتك سنواجه مشكلة طويلة الامد في التوصيل لهم , المنتج المطلوب , و هذا لا يشكل مشكلة لك |
| Bana gerçeği söyle anne. Gerçekten benim için sorun değil. | Open Subtitles | اخبريني الحقيقة يا امي انا ليست لدي مشكلة مع هذا |
| 1'e 4 ya da 1'e 5 bile yapsanız bizim için sorun değil... | Open Subtitles | ما تزال المقايضة ممكنة إلى قايضت كل واحد بأربعة أو بخمسة |
| Tatlım, yalnız yatmak istiyorsan benim için sorun değil. | Open Subtitles | مهلا ، العسل ، فإنه لا يزعجني إذا كنت ترغب في النوم وحده. |
| Bebeklik yapıp sik yalamayacaksan benim için sorun değil. | Open Subtitles | إن أردت أن تكون طفلاً وألّا تلعق قضيبه فلا بأس بالنسبة إليّ |
| Ve eğer ev erkeği olmak istiyorsan, benim için sorun değil. | Open Subtitles | وإن كنت تريد أن تصبح ربّ منزل فلا مانع عندي |
| Güneş orada hiç batmıyor, ki bu benim için sorun değil. | Open Subtitles | , حيث لا تغيب الشمس أبداً و انا لا أمانع هذا |
| Ama benim için sorun değil. Biraz daha çitilerim, olur biter. | Open Subtitles | لا امانع ان رائحتهن نتنة, فكل ما يحتاجو اليه بعض الفرك |
| Eğer sen çocuk yapmak istemiyorum diyorsan benim için sorun değil. | Open Subtitles | اذا كان قلبك مُرتاحاً فى عدم الحصول على طفل فأنا بخير مع ذلك الامر |