| Sağlığının kendisi ve başkaları için tehlike içermediğinden emin olmamız gerek. | Open Subtitles | لابد أن نتأكد أنه ليس هناك خطر على صحته أو صحة الأخرين. |
| Başkan Roslin bir şekilde filo için tehlike oluşturacağını düşünüyor. | Open Subtitles | بطريقة ما أعتقت الرئيسة أن ذلك خطر على الأسطول |
| Sanatla uğraşan insanlar, bir diktatör için tehlike arz ederler. | Open Subtitles | الأشخاص الذين صنعوا الفن يشكّلون خطراً على أي دكتاتورية. |
| Son derece değerlidir ve kimse için tehlike oluşturmuyor. | Open Subtitles | عائد لي قبل أن تولدي إنه ثمين جداً و لا يشكل خطراً على أي أحد |
| Depo için tehlike ortadan kalktığında anında yok olmalıydı. | Open Subtitles | في اللحظة التي ينتهي فيها الخطر على المستودع ينطفئ في الحال |
| Gamma-ışını patlamaları Dünya veya odaklandıkları hat üzerindeki yaşayan her şey için tehlike arzedebilir. | Open Subtitles | إنفجارات أشعة جاما قد تشكل خطرا على الأرض أو أى شيء حي موجود في موقع الإصطدام |
| Miles'ın Hannah için tehlike olup olmadığını değil. | Open Subtitles | لا إن كان (مايلز) يشكّل خطرًا على (هانا) |
| Onunla ilk tanıştığımda vahşiydi kendi için ve diğerleri için tehlike oluşturuyordu. | Open Subtitles | عندما إلتقيتها للمرة الأولى ، كانت وحشيّة تشكّل خطراً على نفسها وعلى الآخرين |
| Bu solucan deliği gezegenimiz için tehlike arz ediyor mu? | Open Subtitles | هل يشكل الثقب الدودي خطر على هذا الكوكب؟ |
| Herkes için tehlike mi arz ediyor yoksa beni götürmek için numara mı yapıyor? | Open Subtitles | هل هو خطر على الجميع، أم أنه يتصنع حتى يصل إلى داخل بنطالي؟ |
| Kral Bill türümüz için tehlike arz ettiğimizi düşünüyor. | Open Subtitles | الملك بيل يؤمن بأننا خطر على أبناء جنسنا. |
| İş göremeyecek durumdaysan kendin, ben ve bu iş için tehlike arz edersin. | Open Subtitles | إذا كنتي لا تستطيعين العمل أنت خطر , على نفسك علي , وعلى العمل |
| Güneş depremleri ve tsunamileri Dünya için tehlike arz etmezken bir patlamanın şiddetli etkisi çoğunlukla "koronal kütle atımı" ya da "CME" denen, tehlikeli püskürmelere yol açar. | Open Subtitles | بينما لا تشكل الزلازل أو التسونامي الشمسية خطراً على كوكب الأرض الـوَهَــجْ الشـمـسـي العنيـف يسبب من آن لآخر إنفجارات |
| Eğer bocalıyorsa çevresindekiler için tehlike yaratır. | Open Subtitles | إن كانت حالته تتدهور فهو يشكل خطراً على جميع من حوله |
| Kendin veya başkaları için tehlike yarattığına inanmazsam, evet. | Open Subtitles | مالم تخبرنني بشيء يدعوني إلى التصديق أنكن تشكلن خطراً على أنفسكن أو على الآخرين |
| Hem büyücü için tehlike arz eder hem de daha önemlisi özne için tehlike arz eder. | Open Subtitles | فهو الخطر على ...الساحر، و ...خطراً على .الشخص المسحور |
| - Piper için tehlike... - Biz eğer o daha tehlikede. | Open Subtitles | (الخطر على (بايبر ستكون بخطر أكبر إذا لم نقل لها |
| Kendin için tehlike teşkil etmediğini onaylamamız gerek. Ya da diğerlerine. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتأكد أنك لا تشكل خطرا على نفسك أو على الآخرين |
| Konsey, türümüz için tehlike oluşturduğunu görecektir. | Open Subtitles | وسوف يرى المجلس أنك خطرا على جنسنا |
| Miles'ın Hannah için tehlike olup olmadığını değil. | Open Subtitles | لا إن كان (مايلز) يشكّل خطرًا على (هانا) |
| Anna senin için tehlike. | Open Subtitles | ({\pos(190,210)}آنا) تشكّل خطراً عليك؟ |