| İçkine koydukları o uyuşturucudan fazla alma bence. | Open Subtitles | قد تكون لا زلت تحت تأثير تلك المخدّرات التي وضعوها في مشروبك |
| Her zaman buz koyarım içkine. Sen yiyorsun buzu, hepsi bu. | Open Subtitles | إننى دائماً أضع الثلج فى مشروبك يا " مارثا " ، أنت تأكلينه ، هذا ما يحدث |
| Seninle bütünleşecek yeni içkine. | Open Subtitles | نخب مشروبك الخاص الجديد |
| Lütfen. Hapı isteyerek aldın. Kimse içkine gizlice atmadı. | Open Subtitles | بالله عليكِ، لقد تناوليتها تطوعاً لم يدسها لكِ أحد في شرابك |
| Birisinin içkine ilaç koyduğunu söyleyip durmaktan vazgeç. | Open Subtitles | و توقف عن اخباري ان شخص ما خدر شرابك |
| Birisinin içkine ilaç koyduğunu söyleyip durmaktan vazgeç. | Open Subtitles | و توقف عن اخباري ان شخص ما خدر شرابك |
| Özür dilemek için tuhaf bir yol seçtiğimin farkındayım fakat Carl'ın, senin içkine adımı vermesine izin verdiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | ولكني آسفة اني سمحت لـ(كارل) بتسمية مشروبك على اسمي |
| Biri içkine bir şey atmış. | Open Subtitles | أحد ما وضع شيئاً في مشروبك. |
| Alina senin içkine zehir koydu. | Open Subtitles | وضعت(ألينا) سماً في مشروبك |
| Senin beleş içkine ihtiyacım yok. Kendim öderim. | Open Subtitles | لا أريد شرابك المشفِق، سأدفع عن نفسي |
| İçkine bakıp söyledin bunu. | Open Subtitles | رأس مكعب الثلج ؟ كنت تنظر إلى شرابك |
| İçkine koyduğum hapları. | Open Subtitles | أتذكر المخدرات أن أضع في شرابك. |
| Birileri içkine birşey karıştırmadıkça. | Open Subtitles | مالم يغير شخص ما شرابك |
| İçkine dokunmamışsın. | Open Subtitles | لم تتناول شرابك |
| İçkine dokunmamışsın? | Open Subtitles | لم تلمس شرابك |