| Hayır, sadece berbat içkisine kavuşmak için acele ediyor. | Open Subtitles | لا , هو فقط يتعجل العوده الى شرابه الرخيص |
| Şüpheli içkisine arsenik karıştırıp bardan çıkmış. | Open Subtitles | يغتنم المجرم الضحية ويضع مادة الزرنيخ في شرابه ويغادر الحانةَ بعدها |
| Diğer evine. Kapının kilidini açık bıraktım. İçkisine hap attım. | Open Subtitles | بيته الآخر وتركت الباب غير مقفل ووضعت قرصاً في مشروبه |
| Oraya git, Ona kur yapmaya başla arkasından ben geleceğim, sen onu oyalarken ben de ilacı içkisine boşaltacağım. | Open Subtitles | ..اذهبي هناك، وابدئي مغازلته ..وانا سآتي، اثناء قيامك بإشغاله.. وسوف ادسه خلسه في مشروبه.. |
| İçkisine koyduğun şey neydi? | Open Subtitles | ماذا كان هذا الشىء الذى وضعته فى مشروبها ؟ |
| Dün gece içkisine attığın ilaç yüzünden hastanede. | Open Subtitles | إنها في المستشفى بسبب تلك المادة التي وضعتها في شرابها |
| Bunu kılsız erkek arkadaşının içkisine attın mı- | Open Subtitles | كل ما عليك هو وضع هذه الحبة الصغيرة فى مشروب صديقك عديم الشعر |
| Asla iki içkiden fazlasını içmez. Biri içkisine bir şey mi karıştırdı? | Open Subtitles | لا يشرب أكثر من كأسين هل وضع أحدهم شيئاً بشرابه |
| Eğer faili bulabilirsek, adamın içkisine ne katıldığını öğrenme şansımız olabilir. | Open Subtitles | لو وجدنا الفاعل، فستكون لدينا فرصة أفضل لإكتشاف ما وُضع في شرابه. |
| Pekala, gözünüzü kızın elinden ayırmayın; bakalım içkisine bir şeyler atıyor mu? | Open Subtitles | حسناً، ابقي عينيكِ على يدي الفتاة، وانظري لو وضعتَ أيّ شيءٍ في شرابه. |
| Siktiğimin parmağını, sanitasyon için içkisine daldırın ve... | Open Subtitles | ضعِ اصبعه الغبي في شرابه لتعقيمه , بعدها |
| Kurbanın içkisi ve göz damlası. Göz damlası içkisine dökülmüş. | Open Subtitles | شرابه في eyedropsها؛ eyedropsها في شرابِه. |
| Kadeh kaldırırken, adam bir anda içkisine zehir katıldığından korkar, ama adam çok zekidir. | Open Subtitles | البعض يقول أن النخب جاء عن رجل كان يخاف أن يكون مشروبه مسموما لكنّه كان رجلا فطنا |
| O tuvalete gittiğinde içkisine bir parça antifriz karıştırdım. | Open Subtitles | ألقيت قطعةً من المضاد في مشروبه وعندما ذهب للحمام |
| Doğru, ilacı içkisine bardan biri karıştırmış olabilir. | Open Subtitles | صحيح, ربما شخص ما دس له المخدر في الحانة ووضع شيء ما في مشروبه الخاص |
| Partideyken içkisine katılan bir şey yüzünden. | Open Subtitles | من شيء وُضِع خفية في مشروبها لم تعلم إنها |
| Şimdi tek ihtiyacımız dikkatini dağıtmak ve böylece içkisine koyabilelim. | Open Subtitles | الان كل ما نريده هو الهاء حتى نسمم مشروبها |
| İçkisine koyması için Garret a küçük bir şey verdik. Moda girmesine yardımcı olacağını söyledim ona. | Open Subtitles | لقد اعطينا "جاريت" حبوبا ليضعه لها فى مشروبها وأخبرناه أنه سيجعلها فى مزاج ملائم |
| Hayır biliyorsun, içkisine ilaç atarken seni gören iki kişi daha var. | Open Subtitles | نعم , أنت تعرف وشخصين أخرين شاهدوك تضع حبتين في شرابها. |
| Onunla birkaç bira içtikten sonra kız, Benton'un içkisine ilaç kattığını iddia etmişti. | Open Subtitles | لذا احتستَ بضعة كؤوس من الجعّة برفقته وادعّت أنه، وضع لها شيئاً في شرابها - لماذا لم يُقبض عليه؟ |
| Sanırım bir adamı bir hanımefendinin içkisine bir şey atarken gören adamım ben. | Open Subtitles | انا اظن انى من ممكن ان اكون رجلا الذى شاهد رجلا اخر يضع شيئا فى مشروب السيدة. |
| Bir daha ki sefere kavganızı içkisine yapmanız gerekiyor. | Open Subtitles | عليكما تسوية هذا مع تناول مشروب. |
| Partilerde takma gözünü çıkarıp içkisine koyardı. | Open Subtitles | اعتاد على خلع نظارته في الحفلات ورميها بشرابه |