| Senin işlediğin suç sayesinde ise bir suçluyu yakaladık ve eseri geri aldık. | Open Subtitles | والجريمة التي إرتكبتها أدت لإعتقال سارق و إعادة قطعة |
| Dört yıl önce işlediğin suçların hesabını vermeni sağlayacak insanlar uzun bir liste oluşturuyor. | Open Subtitles | هناك صف طويل من الأشخاص الذي سيتأكدون أنّك ستُعاقب على جرائمك التي إرتكبتها قبل 4 سنوات. |
| Az kalsın senin işlediğin cinayetten onu tutukluyordum. | Open Subtitles | أنا تقريباً أَمرتُ باعتقاله لa يَقْتلُك إرتكبتَ. |
| İlk suçunu işlediğin daireye taşındın, değil mi? | Open Subtitles | إرتكبتَ جريمتكَ الأولى في، أليس كذلك؟ |
| Muhtemelen senin işlediğin bir cinayeti üstüme yıktın, şimdi de bunu çıkardın başıma. | Open Subtitles | أوقعت بي في جريمة ، من المحتمل أنك من إرتكبها ! والآن أياً كان هذا الجحيم |
| O kadar seviyordum ki, işlediğin cinayetin suçunu yüklendim. | Open Subtitles | كثيراً جداً لدرجة إني حملتُ عنكِ الجريمه التي إرتكبتيها |
| Tamam bak işlediğin suçlar konusunda hatam varsa... Buradan çekip giderim. | Open Subtitles | إذا كنت بريء من الجرائم التي أعتقد أنك إرتكبتها إذن سأغادر |
| İşlediğin günahlarının farkına varıp benim gibi yolunu değiştirmeni tercih ederim. | Open Subtitles | ففضلت أن ترى الذنوب التي ارتكبتها وتغير، مثلي، الطريق التي تسلكها. |
| Şimdi de işlediğin suçun cezasını ödeyeceksin. | Open Subtitles | وستدفع الآن ثمن الجريمة التي إرتكبتها |
| Onun için işlediğin suçları biliyorum. | Open Subtitles | أعرف الجرائم التي إرتكبتها لأجلها |
| Sadece ben işlediğin günahları anlayabilirim. | Open Subtitles | أنا وحدي أفهم الذنوب التي إرتكبتها |
| Açık denizlerde işlediğin suçlardan dolayı Majesteleri Kral'ın bana verdiği yetkiye dayanarak ve kişisel bazı sebeplerden dolayı seni mahkemeye götürmek için almaya geldiğimi ve benim tutuklum olduğunu ilan ediyorum. | Open Subtitles | بسب الجرائم التي إرتكبتها في أعالي البحار، ومن خلال السلطات المخوّلة لي... من قِبَل جلالة الملك، وبقدر عالٍ من القناعة الذاتية... بموجب القانون أضعكَ في عهدة المحكمة وأعلنكَ سجينًا لي |
| 14 saat içinde Luis Cruz senin işlediğin suçtan dolayı idam edilecek. | Open Subtitles | في غضون 14 ساعة ، سيتمّ إعدام (لويس كروز) من أجل جريمةٍ أنت من إرتكبها |
| Bu köyün yargıcı olarak seni sadece bu gezegende değil başka gezegenlerde işlediğin suçlarda dahil olmak üzere cezaya mahkum ediyorum. | Open Subtitles | كقاضي هذه القرية , بموجب هذا أُعلنُ الحكمَ بناءاً على الجرائم التي إرتكبتيها ليس فقط على هذا الكوكب وإنما على سائر الكواكب الأخرى في التحالف |
| İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
| İşlediğin hiçbir suçun para ya da açgözlülükle alakalı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت ان كل تلك الجرائم التي ارتكبتها لم تكن من اجل النقود او الجشع |
| -Bugün işlediğin suçlar nedeniyle bir duruşman var. | Open Subtitles | أنت تحاكم اليوم على جرائمك التي ارتكبتها |