| Şu andan itibaren tüm işlemler mühürlü şekilde yürütülecek, Dava vekilleri. | Open Subtitles | جميع الإجراءات منذ هذه اللحظة يجب أن تكون سرية أيها المحامون |
| Bu adamları birtakım işlemler için görevlilere götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن آخذ هؤلاء الرجال للمكتب لبعض الإجراءات |
| Şimdilik anneniz işlemler için Vedar Heights Morg'unda. | Open Subtitles | جثةوالدتكماستبقى.. في مجمع الجثث حتى الانتهاء من الإجراءات الضرورية |
| Sonunda, Endonezya'da hükümet özel bir şirketin limanda günlük işlemler yapabilmesini kabul etti.. | Open Subtitles | الحكومة الاندونيسية وافقت أخيرا على تسليم كل العمليات اليومية في الميناء لشركة خاصة |
| İşlemler için ne bir soru ne de başka bişey. | Open Subtitles | لا أسئلة، ولا أوراق ثبوتية |
| Bu prosedürlerin, gizli askeri işlemler olduğu belirtildi. | TED | تصنف هذه الاجراءات على أنها عمليات عسكرية سرية. |
| Belgelerle ilgili işlemler biter bitmez Hopper'ın kapısına dayanacağız. | Open Subtitles | بمجرد الإنتهاء من الإجراءات الرسمية, سيمكننا الطرق على باب هوبر. |
| Beyin cerrahisi. Göz çukuru lobotomisi operasyonu gibi işlemler. | Open Subtitles | . الجراحة النفسية الإجراءات تكون عبر الفص الجبهي |
| Yaşlılık yüzünden ölümler için yapılan işlemler oldukça kolay. | Open Subtitles | هذه الإجراءات تكون سهلة للوفيات بسبب كبر السن |
| Bu yüzden bu işlemler hastalığı tedavi etmiyor. | Open Subtitles | أكثر من الترسّبات الأكبر و الأقدم و الأكثر ثباتاً. ولهذا السبب هذه الإجراءات |
| Yasal mevzuat, zorunlu işlemler ve şirket yönetimi bizi korumak için var. | Open Subtitles | حسناً,الحاله القانونيه,الإجراءات الإلزاميه وسهوات الشركات من هدفها حمايتنا |
| Yasal işlemler devam ederken hastane duvarları arasında bu konudan bahsetmeyeceksin. | Open Subtitles | في حين أن الإجراءات القانونية ما زالت جارية فإنّه ليس من المسموح لك مناقشة هذا الأمر بداخل جدران هذه المُستشفى |
| İşlemler için sizi arayacağım. | Open Subtitles | سأتصل بمكتبك بشأن الإجراءات القانونية |
| - İşlemler bitti. - Evet, bitti. | Open Subtitles | ـ الإجراءات توقفت ـ نعم , بالفعل |
| Ve yine, bu çok büyük bir basitleştirme ve bu işlemler hakkında gerçekten bildiklerimizi göstermeye başlamyor. | TED | ومرة أخرى، هذا تبسيط مفرط ولا يبدأ في إظهار ما نعرف فعليًا عن هذه العمليات. |
| 20 ila 30 yıl sonra, beton büzülmesi, aşırı donma ve çözülme gibi doğal işlemler ve ağır yükler çatlamayı tetikleyebilir. | TED | بعد 20 إلى 30 سنة، العمليات الطبيعية كإنكماش الخرسانة، التجمد والذوبان المفرط، والأحمال الثقيلة قد تثير التشقق. |
| Buhar gücü, makineler yeni kimyasal işlemler -- iki kelimeyle ifade etmek gerekirse, teknolojik gelişme. | TED | الطاقة البخارية، الآلات، العمليات الكيميائية الجديدة، بإختصار، الابتكار التكنولوجي. |
| İşlemler için ne bir soru ne de başka bişey. | Open Subtitles | لا أسئلة، ولا أوراق ثبوتية |
| Kübiti süperpozisyon halinde gözlemleyemesek bile bu haldeyken onu belirli işlemler yapmak için yönetebiliriz. | TED | حتى لو لم نرصد الكيوبت في حالة التراكب يمكننا استغلاله في حالة التراكب، لتنفيذ عمليات معينة. |
| Ölüm cezası söz konusuysa, hukuki işlemler en aşağı bir yıl sürer. | Open Subtitles | الاجراءات القانونية فى قضايا الاعدام عادة ما تستمِرّ لعامٍ أو أكثر. |
| Keşke hiç penisim olmasaydı dedirtecek işlemler. | Open Subtitles | إجراءاتٍ قد تجعلك تفقد قضيبك |