| Annem iki işte birden çalıştı, ve beni daha çok kendi halime bıraktı. | Open Subtitles | .. عملت في وظيفتين وهذا الامر تركني اعتمد على نفسي |
| Benim ihtiyar, masrafları karşılamak için iki işte birden çalışırdı, onu hiç göremezdim. | Open Subtitles | أبي كان عليه أن يعمل في وظيفتين ليكسب لقمة العيش و لم أرَهُ أبداً |
| David iki işte birden çalışıp benim hukuk fakültemin borçlarını ödedi. | Open Subtitles | ♪ ديفيد . عمل في وظيفتين لدفع تكاليف دراستي للقانون |
| İki işte birden çalışan bir insan nasıl olur da kumsala gidecek zaman bulur? | Open Subtitles | اي نوع من الانسان يعمل عملين لديه الوقت للذهاب الى الشاطئ ؟ |
| Oğlum okuyabilmek için iki işte birden çalışıyordu. | Open Subtitles | ابني كان يعمل في عملين لكي يتمكن من دفع نفقات دراسته |
| Ama okulu bitirebileyim diye iki işte birden çalışacak kadar değer veriyordu bana. | Open Subtitles | لكنه يهتم بي كفايه لدرجة أنه عمل بوظيفتين لكي أستطبع التخرج من الكليه |
| Ben 16 yaşımdayken, iki işte birden çalışıyordum iki yıllık üniversite için para biriktiriyordum. | Open Subtitles | عندما كنتُ في 16 ، عملتُ في وظيفتين من أجل أن أدخل إلى كليّة المبتدئين. فعلا ؟ |
| Annem iki işte birden çalıştığı için vakti olmuyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن امي تعمل في وظيفتين ولا يوجد لديها أي وقت |
| İki işte birden çalışarak oğlumuzu büyütmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انا اعمل في وظيفتين, انني احاول تربية ابننا |
| Annem kiramızı ödemek için iki işte birden çalışıyor. | Open Subtitles | تعمل أمّي في وظيفتين فقط لتدفع إيجارنا |
| Sana bir yaşam sağlayabilmek için, iki işte birden çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل في وظيفتين لأمنحكِ الحياة |
| Gözlerinin altındaki şişlikler iki işte birden çalışmaktan dolayı güneş ışığı eksikliğini belirtiyor. | Open Subtitles | الإلتهاب تحت عينيكِ من قلّة ضوء الشمس يحدث بسبب العمل في وظيفتين... |
| Evet, iki işte birden çalışıyor. | Open Subtitles | نعم، إنها تعمل في وظيفتين |
| İki işte birden çalışıp kalan birkaç saati de çocuğuna ayırmaya çalışan bir kadın hakkındaydı. | Open Subtitles | إنها كانت حول إمرأة التي تعمل عملين في اليوم وحاولت أن توافق في عدة ساعات بينها وبين طفلها |
| Millet eve ekmek götürebilmek için iki veya üç işte birden çalışıyor... fakat yine de borç batağının içindeler. | Open Subtitles | الناس تعمل عملين أو ثلاثة لتضع طعاما على الطاولة وما يزالون غارقين في الديون |
| Bu spora adım attığımda, onun aksine iki işte birden çalışıyordum. | Open Subtitles | عندما قدمتُ لهذه الرياضة كنتُ أعمل بوظيفتين ، على عكسه |
| Sırf kiramı ödemek için iki işte birden çalışmak zorundaydım. Senin bebeğin sonuçta. | Open Subtitles | وتوجب عليّ أن أتلاعب بوظيفتين أخرتين فقط لدفع الإيجار. |
| Ama geçimimizi sağlamak için iki işte birden çalışıyorum ve 20:00'a kadar evde değildim, geldiğimde gitmişti. | Open Subtitles | لكن أعمل بوظيفتين لإبقائنا مُكتفين مادياً، وكانت قد غادرت عندما عُدت الساعة الثامنة. |