Jong Min tarot kartlarını okuyabiliyor ve bu işte iyi. | Open Subtitles | جونغ مين يمكنه قرائة بطاقات التارو وانه جيد في هذا |
Ben bu işte iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لست جيد في تلك الأشياء بدلاً من ذلك، أعتقد بأني |
Yaptığım işte iyi olduğum için ve yaptığım işi sevdiğim için kimsenin beni küçük göreceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أي شخص ينظر لي باستعلاء لأنني جيدة في ما أعمل ولأنني أحب عمله. |
Hayır, işimle ilgili. Yaptığım işte iyi olduğumu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | بخصوص عملي ، أريدك أن تخبرني أني جيد فيما أفعله |
Yaptığı işte iyi. Gerçekten böyle düşünüyorum. | Open Subtitles | كلا، مهلاً، إنه بارع في ما يفعله. |
Burası SGC. Yaptığın işte iyi olmasaydın asla burada olamazdın. | Open Subtitles | أنت عالم عبقري , لم تكن هنا لو لم تكن جيداً في عملك |
Bu işte iyi olmak istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ لِكي أكُونَ جيّد في هذا، تَعْرفُ. |
Bir hırsızdım, ordu da bu işte iyi olacağımı düşündü. | Open Subtitles | كنت لصاً لذلك إعتقد الجيش بأنني سأكون بارعاً في ذلك |
Çok heyecanlandım. O işte iyi olacağımı biliyordum. | Open Subtitles | كنت متحمسة جداً وكنت أعرف أنني سأكون بارعة في ذلك |
İşte iyi köpek. Evet, İşte iyi köpek. | Open Subtitles | كلب مطيع نعم كلب مطيع |
Evet ama asıl mesele üniversiteye gidene kadar o işte iyi olmaktır. | Open Subtitles | نعم، ولكن القصد هو ان تكون جيد في ممارسة الجنس في الوقت الذي تذهب فيه الى الكلية |
Bazen bu işte iyi olduğunun söylenmesine ihtiyaç duyarsın. | Open Subtitles | على أي حال ، انت فقط بحاجة الى شخص ما ليقول لك ان جيد في عملك |
Arch, bu işte iyi olabileceğimi düşünüyor musun, bilmek istiyorum. | Open Subtitles | آرتش، أريد أن أعرف إذا كنت تعتقد أنني سوف أصبح جيدة في هذا. |
Bence Jordan'ın bu işte iyi olduğunu göstermesi büyüteç altındayken mümkün olmayacak. | Open Subtitles | اظن لكي تتمكن جوردان من إثبات انها جيدة في هذه الوظيفة لن يحصل ذلك تحت مراقبة شديدة |
Yaptığım işte iyi olduğumu hissediyorum, Millicent. | Open Subtitles | انا اشعر بأني جيد فيما افعله ميليسنت |
Yaptığın işte iyi olduğunu biliyorum ve neredeyse... | Open Subtitles | ,أعلم أنك جيد فيما تفعلة ولكن |
- Birazcık. - Bu işte iyi olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | قليلا ألم تقل إنك بارع في فتح الخزنات ؟ |
Bu işte iyi olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | تحسب نفسك بارع في ذلك؟ |
Şu halimle yeterli değilim ama, eğer şu işte iyi olabilirsem... | Open Subtitles | ...أنا لست جيداً كما أنا ,لكني إذا اصبحت جيداً في الأمور |
O işte iyi para varmış. Özellikle ekstra pozisyonlara açık olursa. | Open Subtitles | هناك ربحٌ جيّد في ذلك، خصوصاً إن كنت تؤدي الأمور سيئة السلوك |
İşi burada öğrenmek istiyorum çünkü bu işte iyi olacağımı biliyorum. | Open Subtitles | إنى أريد تعلّم وظيفةٍ لأنى أعلم أنى سأكون بارعاً فى ذلك |
Bu işte iyi olmadığımı söylemiştim! | Open Subtitles | قلت لك أني لست بارعة في هذا |
İşte iyi bir çocuk. | Open Subtitles | يالك من ولد مطيع |
Frankie bu işte iyi. Daha fazlası var. Bekle. | Open Subtitles | إنه بارع بهذا ولديه المزيد انتظري أنت ننتظر ماذا ؟ |
Bu işte iyi olmayı istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اكون جيدا في هذا العمل |