| Hayır, bu sadece bana işteki adamın yaptığı şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | لا، ذكّرني هذا بأمر فعله ذلك الرجل في العمل اليوم. |
| Bu yüzden işteki ilk emrin, doğru kişiyi bulup yerime almak olacaktır. | Open Subtitles | اذا اول أمر لك في العمل هو ان تجدي من يترأس العمل |
| Maharetli makineleri, gelişmiş analizleri, işteki insanların yaratıcılığını buluşturuyor. | TED | يجمع بين الآلات الذكية والتحليلات المتقدمة وإبداع الناس في العمل |
| Onunla tanıştığımda bu işteki en iyi adamdı. | Open Subtitles | حين قابلته كان بالفعل أفضل من يعمل في مجاله |
| Bu işteki en önde gelen stüdyolardan birinin yöneticisi ve ben onun asistanıyım. | Open Subtitles | هو من أفضل المدراء التنفيذيين في المجال أنا مساعده |
| Hey, işteki acil durumun ne oldu? | Open Subtitles | مرحبًا، ماذا حدث بشان حالة الطوارئ في عملك ؟ |
| Esasında çıkmayacaktım ama işteki en iyi günüm değildi. | Open Subtitles | لم أكن أفكّر بذلك، لكنّ يومي في العمل كان تعيساً كان لديّ مكتبٌ مشابهٌ لهذا |
| Kortizol tavan yapar limbik sistem alarma geçer işteki verimimiz düşer. | TED | يزداد الكورتيزول، ويتوقف الجهاز الحوفي، ونفقد الإنتاجية في العمل. |
| İşteki çocuklarla biraz birlikte takılacağız. | Open Subtitles | سأحضر إجتماعاً بسيطاً مع زملائي في العمل |
| Merhaba. Bugün işteki ilk günüm. Gelip bana şans dileyecek misin? | Open Subtitles | مرحبا ، انه اليوم الاول لي في العمل هل ستأتي وتتمنى لي الحظ السعيد ؟ |
| Bak, belki sadece, senin işteki popo şovunu izlemekten dolayı yorgunum. | Open Subtitles | اسمعي، لقد سئمت وتعبت من رؤيتك تستعرضين مؤخرتك في العمل |
| Ama bundan ötesi sonbaharın bu ilk günü Grace'in de işteki ilk günüydü. | Open Subtitles | لكن أكثر مِنْ ذلك، هذا اليومِ الأولِ مِنْ الربيعِ حيث أختيرت غرايس ليكون يومها الأول في العمل. |
| İşteki bazı sorunlar yüzünden üzgündü. | Open Subtitles | وقال انه كان قلقا من بعض المشاكل في العمل. |
| Ama yarın işteki ilk günüme başlayacağım, "nasıl gidiyor"lara yani. | Open Subtitles | ولكن الغد سيكون أول يوم لي في العمل , لذلك اجلبهم |
| Bu işteki en önemli şey dürüstlüktür, güvenilirlik ve sıkı çalışmadır aile, nerden geldiğimizi asla unutmamak. | Open Subtitles | لكي لا يستطيعوا سرقة شيء أهم شيء في العمل هو الأمانة الوعي والعمل بجهد |
| - Ah, şey için, yeni işteki ilk günüm. Aslında eski işin. | Open Subtitles | حسنا ً ، إنه اليوم الأول في العمل الجديد عملكِ القديم ، في الحقيقة |
| Tamam, peki. İşteki sinirli, uzun günümden sonra görüşürüz. | Open Subtitles | حسناً , لا بأس سأراك بعد يوم طويل و صارم في العمل |
| Daha işteki ilk günümde, benden nefret ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | في أول يوم لي في العمل اخبرتني انها تكره وجهي |
| Bu... daha yeni yeni tanıdığım bir babayla işteki ilk günüm. | Open Subtitles | ...إنه فقط اليوم الأول في العمل ...وجلوس مع أب عرفته بصعوبة |
| Ve şimdi sözü vereceğim kişi bana göre bu işteki en iyi başkan olan Başkan Dondelinger! | Open Subtitles | و الآن سوف اعطي الكلمة مجددا لرجل يعد في رأيي من أرفع المدراء في مجاله المدير دوديلينجير |
| Çünkü sizi bu işteki en iyi bezbol takımının maçına götüreceğim. | Open Subtitles | لأني سآخذكم لمشاهدة أفضل فريق بيسبول لعين في مجاله |
| Bu işteki en iyi çip tedarikçileri var karşında. | Open Subtitles | أنت تنظر لأفضل فني رقاق في المجال |
| İtiraf etmeliyim ki yaptığın işteki ironiye bayıldım. | Open Subtitles | لا بدّ مِن القول بأنّي أحببت سخرية القدر في عملك |
| İşteki birkaç kişi de nezle olmuştu ve portakal suyunu aynı kutudan içiyoruz. | Open Subtitles | بعض الرجال من العمل كان أصيبوا بالإنفلونزا وقما بشرب عصير البرتقال من نفس الكرتونة |