| Size karşı annenizin tarafını tuttuğu zaman kendinizi ihanete uğramış ve sevgisiz hissettiniz. | Open Subtitles | و حين قام باتخاذ جانب أمك ضدك شعرتى بالخيانة و أنك غير محبوبة |
| evet, ihanete, şehvete ve yatak oyunlarına değinmeye gerek yok. | Open Subtitles | أجل ، ناهيكِ عن الخيانة شهوة ، والقفز من السرير |
| Fakat onlar seni ihanete sürükleyecek acı ve ölümü tadacaksın. | Open Subtitles | لكنها ستقودك ايضا للخيانة وللمعاناه والموت |
| Tam da bedenimi korumak için bir söz vermişken işlevsiz bir organım olan apandis tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | عندما أضع التزاماً لأحافظ على جسدي يتم خيانتي من قِبل زائدتي عضو بلا وظيفة |
| Neredeyse durduruyorduk ama her zamanki gibi ordu ihanete uğradı. | Open Subtitles | لقد كدنا نفعل ذلك ، و لكن حدثت خيانة في الجيش كالمعتاد |
| Tanrı biliyor, en çok güvendiğin insanlar tarafından, ihanete uğradın, ama ben Sherry değilim. | Open Subtitles | الله يعلم أنك تمت خيانتك من قبل أكثر الناس الذين كنت تثق بهم |
| Ve gerçek şu ki ihanete uğradık. - Tayfayı aramaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | والحقيقة أنه تم خيانتنا سنكمل تفتيش الطاقم |
| Belki olacakları bilmiyordu. Belki suçlumuz tarafından ihanete uğramıştı. | Open Subtitles | ربما لم يكن يعرف ماذا سيحدث ربما تمت خيانته من الجانى |
| Kendimi ifade bile edemeyeceğim biçimde ihanete uğramış ve incinmiş hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بالخيانة و الأذى بطريقة لا أستطيع حتى أن أعبر عنها |
| Senden rahatsız oldum, senden bıktım sana kızdım ama asla ihanete uğrayacağımı düşünmezdim. | Open Subtitles | لقد كنتُ مُنزعجة وغاضبة وحانقة منكَ ولكنِّي لم أفكِّر أنِّي سأشعر بالخيانة منك |
| Veziri ölümle tehdit etmek ihanete girer ve cezası ölümdür. | Open Subtitles | تهديد حياة وزير هي تهمة بالخيانة, لا يُعاقبها إلا الموت |
| İhanete uğramış ve umutsuz kral intihar etti. | TED | من الخيانة وبدافع اليأس، أقدم الملك على الانتحار. |
| Ama bu suçluluk ve ihanete uğramışlık duygusuyla baş etmeye çalıştığın kadar bana öyle geliyor ki onun bu işteki rolünü görmekten de aynı ölçüde kaçıyorsun. | Open Subtitles | لكن وبما أنّك تعمل بكل جدّ للتعامل مع هذا الشعور بالذنب معنى الخيانة هذا يبدو لي أنّك تعمل جاهداً على تحاشيك للنظر إليه |
| Duygusal ihanete uğramanın acısı, hakkında konuşmayı imkânsız kılıyor. | Open Subtitles | الخيانة العاطفيّة هي حقاً ما تصعّب الحديث عن هذا الأمر |
| Medyum ihanete uğrayacağımdan da söz etmişti. | Open Subtitles | قالت الوسيطة كذلك إنّني سأتعرّض للخيانة. |
| O zaman ihanete uğramanın ne demek olduğunu anlayacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | أنت تعرفين كيف يشعر المء إذا تعرض للخيانة ألست كذلك يا حلوتي ؟ |
| Bu işi beceremedim ve sen de kendini ihanete uğramış hissediyorsun. | Open Subtitles | لم اتعامل مع هذا بشكل جيد وأفهم بأنك تعرضت للخيانة |
| Kendi insanlarım tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | انا كنتُ عميلاً سرياً تمت خيانتي من اقرب الناس لي |
| Bugün ihanete uğradığım, avlandığım dondurucuya hapsedildiğim, aynı uçaktan iki kere atıldığım düşünülürse.. | Open Subtitles | حسناً إذا أخذنا بالإعتبار أنه تمت خيانتي اليوم وإصطيادي تم حبسي في مبردة اُقعلت من ذات الطائرة مرتين |
| O kadar ihanete uğramış hissediyordur ki düş kırıklığını kadınlara kazımaya başlamıştır. | Open Subtitles | لرُبّما شعر بأنه خيانة شخصية له لهذا بشكل حرفي كان لابُدّ أن ينحثُ ، إحباطه على هؤلاء النساء |
| Yoma senin için değerli olan her şeyi aldı, güvendiğin insanlar tarafından ihanete uğradın, ve seni terk ettiler. | Open Subtitles | اليوما" أخذ أشياء ثمينة بالنسبة لك و تمت خيانتك من قبل أشخاص كنت تثقين بهم و تم التنازل عنك |
| - Çoktan ihanete uğradığımızı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنّين أننا تمّت خيانتنا بالفعل؟ أتظنّين أنتِ؟ |
| Adamlarından biri tarafından ihanete uğradı, şimdi de beladan kurtulması için ona yardım etmemizi istiyor. | Open Subtitles | لقد تمت خيانته من أحد المقربين منه والآن يريد مساعدتنا للقضاء على هذه الفوضى |
| En sevdikleri tarafından ihanete uğrayan Ay Prensesi kendisine bağışlanan gücü bir kenara bırakıp herkes için korkunç bir lanette bulundu. | Open Subtitles | تم خيانتها من قبل أكثر من أحبّتهم فحررت أميرة القمر قوّة اللؤلؤ التي منحت لها وألقت لعنة مروعة عليهم جميعاً |
| Bir oğul tarafından ilk kez ihanete uğruyorum. | Open Subtitles | إنها أول مرة يخونني فيها أحد أبنائي. |
| Anlamasını sağlayacağım ihanete uğramış veya küçük düşmüş hissine kapılmasını asla istemediğimi söylerim. | Open Subtitles | سأوضح له بأنني لم ارد له ابدا ان يشعر بالذل او الخيانه |
| AhIaki aptaIIığı tarafından ihanete uğradıIar. | Open Subtitles | تم الغدر بهما بغباء مطلق من قبل طائفه من الناس تلتزم بالتنديد |
| Gizlice bir konukçuya çevirdikleri karım tarafından ihanete uğradım. | Open Subtitles | ثم تمت خيانتى على يد زوجتى التى تمت السيطرة عليها سراً و تحويلها لمضيف |
| Tek hatırladığım, ihanete uğradığını ve babamın korkunç biri olduğunu söylemen. | Open Subtitles | كل الذي أتذكره أبداً لَم تُخبريني كيف خانك... وكيف كان زوج فظيع... |
| Evet ve ardından da ihanete uğrayıp çarmıha gerildi. | Open Subtitles | أجل, وبعده مباشرةً خانه أحدهم وصُلب. |