| Bana ihanetten söz etme. O tekliften bana bahsetmen gerekirdi! | Open Subtitles | لا تتكلم عن الخيانة كان يجب أن تُخبرني بهذا العرض |
| Az sonra göstereceğim şeyle ilgili tek kelime ederseniz vatana ihanetten idam edilirsiniz. | Open Subtitles | إذا نطقتم بكلمة عن ما سوف أريكم إياه سيتم إعدامكم بتهمة الخيانة العظمى |
| Ve Kudüs'ü terk edeceksin yoksa sonun ihanetten tutuklanmak olur. | Open Subtitles | و انت ستغادر اورشليم او ستجد نفسك معتقل بتهمة الخيانة |
| Ayrıca, Başkan yardımcısını ihanetten, suçlamaya yetecek kadar kanıtımız yok. | Open Subtitles | أيضاً، نحن لا نملك أدلة كافية لنتهم نائبة الرئيس بالخيانة. |
| Kralın bakanı olan Thomas Cromwell ile iktidar kavgasında olmasından dolayı vatana ihanetten suçlanıyordu. | TED | في الصراع على السُلطة تم اتهامها بالخيانة مع وزير الملك، توماس كرومويل. |
| Kendi halinde bir tenekeci bile bugünlerde kendini ihanetten ve başka şeylerden korumak zorunda. | Open Subtitles | حتى المتجوّل المسالم عليه أن يحمي نفسه هذه الأيام من الخيانة و أمور اُخرى |
| Berlin'de yeni bir hükümet var, tam olarak...15 dakika sonra ihanetten tutuklanacaksınız. | Open Subtitles | هناك حكومة جديدة في برلين و أنت رهن الاٍعتقال في غضون 15 دقيقة بتهمة الخيانة |
| Kanadalılarla arkadaşlık etmek vatana ihanetten sonraki suçtur. | Open Subtitles | لا أراهم الاختلاط الودي مع الكنديين يعد من قبيل الخيانة |
| Ömrümün geri kalanını hapiste, vatana ihanetten geçirsem de umrumda değil. | Open Subtitles | لا يهمنى اذا ما قضيت بقية حياتى فى السجن بتهمة الخيانة العظمى |
| Her senatör kendisinin potansiyel bir Sezar olduğuna inanır, ...bu yüzden de her senatör vatana ihanetten suçludur. | Open Subtitles | كل سناتور يعتقد نفسه أن يكون المحتملة قيصر ، ولذلك كل سناتور يكون مذنبا بارتكاب الخيانة. |
| Babamı 44 de idam ettiler. Vatana ihanetten. | Open Subtitles | لقد أعدم والدي في عام 1944 بتهمة الخيانة العظمى، وقد كنت بالسادسة |
| Başkan, Dük Red'in vatana ihanetten tutuklandığını açıklayacak. | Open Subtitles | استصبحون أبطال، الرئيس سيصدر مذكرة بإعتقال الدوق رد بتهمة الخيانة |
| Akşam altıdan sonra vatana ihanetten tutuklandım. | Open Subtitles | بعد الساعة السادسة إعتقلوني بتهمة الخيانة العظمى |
| Solunum rahatsızlıklarının ihanetten daha yaygın olduğunu unutuyorsun. | Open Subtitles | أظن تجاهل الأعراض التنفسية أكثر رجحاناً من الخيانة |
| Böylesi bir jimnastik vatana ihanetten seni hapse sokabilir. | Open Subtitles | هذا النوع من الإلهام قد يتسبب فى دخولك السجن بتهمة الخيانة |
| Seni sevdiğim için şanslısın, yoksa seni ihanetten dolayı astırırdım! | Open Subtitles | أنت محظوظ لأني أحبك, وإلا كنت لتشنق بتهمة الخيانة |
| İskoçya Kraliçesi Mary vatana ihanetten suçlu bulundu. | Open Subtitles | ماري ,ملكة إسكتلندا لقد تم إدانتك بالخيانة العظمى |
| Dük'ü ihanetten suçlu bulmak tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من الخطير أن نجد أن الدوق مذنب بالخيانة |
| Vatana ihanetten mahkum olmuş bir adamın binada bulunması DCI için sorun değil yani? | Open Subtitles | إذن الدي سي آي موافق لرجل مدان بالخيانة ؟ إذن الدي سي آي موافق لرجل مدان بالخيانة ؟ |
| İhanetten suçlu bulunan gönüllüler ölüm cezasına çarptırılır. | Open Subtitles | المتطوعون الذين يظهرون الخيانه ستكونعاقبتهمالموت. |
| Cinayet ve ihanetten yargılanacaksın. Neler olduğunu anlatmanı öneririm! | Open Subtitles | سوف يتم اتهامك بالخيانه و القتل لذا اقترح عليكِ ان تخبرينا بما يحدث |
| Bunun kızlara nasıl etki ettiği de düşünmeye değer; onları hastalıktan, baskıdan, ihanetten, saldırıdan uzak tutuyor mu tutmuyor mu? | TED | وهذا الأمر جديرٌ بالإعتبار وكيف يخدمُ الفتيات حيثُ يبقيهن سالمات من الأمراض، والإكراه والخيانة والتحرش. |