| Sana gelince, Horace Greeley batıya git, ihtiyar adam, ve ulusla gençleş. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك، هوراس غريلي، اذهب غربا ايها الرجل العجوز وعش شاب مع هذا البلد |
| Ve domuz ahırının yerine büyük bir hacienda yapacaktım ki ihtiyar adam bir daha çalışmak zorunda kalmasın. | Open Subtitles | وأنشئ مزرعة كبيرة بجانب بيت الخنازير لكي أجعل الرجل العجوز يرتاح من هم العمل |
| İhtiyar adam yıllar önce uçup gitti sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أن الرجل العجوز كان يحلق بها قديماً. |
| Hemingway'in romanı İhtiyar adam ve Deniz'i hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | تذكرون قصة همنغواي الرجل العجوز والبحر ؟ |
| Umarım, burada ona karşı sadece bir kişinin olduğunu bilmiyordur... bir ihtiyar adam. | Open Subtitles | أتمنى ألا تعرف أن هناك رجلاً واحداً فقط ضدها.. رجل عجوز |
| Babam dogru davrandi, ihtiyar adam. Sen de böyle olmalisin. | Open Subtitles | والدي وضحها ببساطة, الرجل العجوز عليك أن تكون هكذا |
| Suratında ihtiyar adam makyajı olmadan seni tanıyamadım. | Open Subtitles | غييز , لم أتعرف عليك بدون قناع الرجل العجوز |
| Daha sonra aniden bu ihtiyar adam geliverdi ve şimdiyse burada oturuyorum. | Open Subtitles | ثم فجأة يظهر هذا الرجل العجوز والان أنا جالس بجانبه |
| Lordum. İhtiyar adam haysiyetsizlik etti. | Open Subtitles | يا مولاي، لقد قلل الرجل العجوز من إحترامي بكلماته |
| Bu şeytanlar Dağ'daki İhtiyar adam tarafından eğitilmiş. | Open Subtitles | هؤلاء الشياطين تم تدريبهم على يد الرجل العجوز في الجبل |
| İhtiyar adam onları gölge ve şeytanların içine karışmaları için eğitiyor. | Open Subtitles | الرجل العجوز دربهم لدخول الظل نفسه ليصبحوا الشيطان بذاته |
| İhtiyar adam her daim onların arasında yaşadı ve cennete giriş sağladı. | Open Subtitles | ..الرجل العجوز عاش دائماً بينهم ليمنح صكوك الجنة |
| İhtiyar adam yıllar önce uçup gitti sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أن الرجل العجوز كان يحلق بها قديماً. |
| İhtiyar adam gerçekten kötü görünüyordu. | Open Subtitles | بالتأكيد الرجل العجوز في حالة سيئة |
| İhtiyar adam her zaman ki gibi delikanlıya beysboldan bahsetmişti. | Open Subtitles | كان الرجل العجوز يتحدث إلى الصبي " " عن البيسبول كدأبه في ذلك |
| - İhtiyar adam bana numaralarını gösteriyor... | Open Subtitles | الرجل العجوز يريد أن يعلّمني شيء ما |
| Yürüyen Dağ'ın İhtiyar adam'ı | Open Subtitles | الرجل العجوز الذي هو من الجبلِ الرائع |
| O ihtiyar adam senin deden değil, söylesene değil mi? | Open Subtitles | ذلك الرجل العجوز ليس جدّك، أليس كذلك؟ |
| "İhtiyar adam ve Deniz" "İnci" "Kuru Gürültü". | Open Subtitles | : الذي يتضمن " الرجل العجوز والبحر " "اللؤلؤة " " المبالغة الكبير من لا شئ " |
| Sevimli ihtiyar adam onları konuşturur. Güya önemsiz kişisel bilgilerden bahsederler. | Open Subtitles | رجل عجوز لطيف يغريهم بالأحاديث الصغيرة، ويجمع عددا لا بأس به من المعلومات الشخصية. |
| Telefonumu parçaladın,.. ..bu yüzden başka bulacağız ve bu yoldan bir kaç kilometre ileride yaşayan bir ihtiyar adam var. | Open Subtitles | ،بما إنك حطمت هاتفي فإننا بحاجة لهاتف آخر ، لذا فهناك رجل عجوز |