| Sürpriz olduğunu söyledi, iki gecelik kıyafet almamı istedi. -İki haftalık getirmişti. | Open Subtitles | قال لي بأنها مفاجأة وطلب مني بأن أحزم أمتعتي لليلتين |
| Ama sonra iki gecelik bir şey oldu ve sonra neredeyse her gecelik bir şey. | Open Subtitles | لكنه اصبح حدث لليلتين , ثم , والآن اصبح نوعا ما حدث لكل ليلة |
| İki gecelik bir oda istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أحجز غرفة لليلتين |
| Ve arabanın bizlere son armağanı olarak, onun geri kalanından aldığı para iki gecelik bar harcamalarımızı karşıladı. | Open Subtitles | وبما أن تلك السيارة كانت بمثابة الهدية لنا المال الذي أخذه بالمقابل دفع به قيمة ليلتين متتاليتين في الحانه |
| Sigorta şirketi sadece iki gecelik masrafları karşılıyor. | Open Subtitles | لكن لماذا؟ لأن شركة التأمين تغطي ليلتين فقط |
| Olmak isteriz. Bizim iki gecelik kiralama prensibimiz vardır. | Open Subtitles | لدينا سياسة الأجرة ليلتين |
| - Merhaba, iki gecelik yer ayırtmıştım. | Open Subtitles | مرحباً ، انا لدي حجز لليلتين |
| İki Gecelik Aşk. Çeviri: ranger. | Open Subtitles | "علاقة عابرة لليلتين" |
| 2,000 Euro. Nakit. Yarısı peşin, iki gecelik. | Open Subtitles | معنا 2000 يورو تكلفة ليلتين |
| Sadece iki gecelik hem. | Open Subtitles | العرض لمدة ليلتين فقط |
| - Ama iki gecelik ödemeyi yaptım. | Open Subtitles | - لقد دفعت ليلتين |