| Keşke iki kurşun sıkıp işini bitirseymişim. | Open Subtitles | غلطتي اني لم اعطه رصاصتين وتنتهي العملية |
| Silaha iki kurşun koydum. Biri senin. Biri benim için. | Open Subtitles | وضعت رصاصتين في مسدسي واحدة لك وواحدة لي |
| Ama balistik, "A" ile işi biten kurbanın kabininde duvardan "B"ye ait iki kurşun çıkardı. | Open Subtitles | لكن خبراء الفرقعات استخرجوا رصاصتين من ب من الحائط هنا حيث انتهت الضحية من ا |
| Adama iki kurşun sıkmanı istiyorum, en az iki kurşun. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تطلقى رصاصتان على الشخصية الهامة جدا. رصاصتان فقط. |
| Kafaya iki kurşun. | Open Subtitles | طلقتان ناريّة في الرأس. |
| Frankie de göğsüne iki kurşun yedi. Yarası çok kötü. | Open Subtitles | فرانكي اصيب برصاصتين في الصدر، لقد جُرح بشدة. |
| Belki iki kurşun da yakın mesafeden ateşlendi. | Open Subtitles | ربما تمّ إطلاق كِلا الرصاصتين من مسافة قريبة |
| O kamayı eline almadan önce beynine iki kurşun sıkardım. | Open Subtitles | كنت سأضع رصاصتين في رأسك قبل أن تتمكن من استلال ذاك الخنجر |
| Yakıt deposuna yolladığım iki kurşun yüzünden olabilir. | Open Subtitles | أن يقف مثل البطّة الجالسة؟ هذا ممكن لأنني أطلقت رصاصتين على خزّان الوقود |
| Gerçekten, mühim bir şey değildi Çatıya uçtum, iki kurşun durdurdum sadece Bilirsin, acemi süper kahramanın ilk günü türünden. | Open Subtitles | حقاً , لم يكن شيئاً مهماً لقد طرت إلى السطح و أصابتني رصاصتين كما تعلمين , كأول يوم يمر به أي بطل خارق |
| İki kurşun yediği halde hâlâ ayakta kalıp savaşabilecek türden bir kişisin. | Open Subtitles | الشخص الذي يتلقى رصاصتين ولايزال يستطيع العراك |
| İki kurşun yemiş birine göre bayağı zindeyim. | Open Subtitles | أظن أني أبدو بحال جيدة أيضا بالنسبة لرجل تلقى رصاصتين هذا الصباح |
| Şoför iki kurşun yemiş. Biri de ön camdan çıkmış. | Open Subtitles | تلقى السائق رصاصتين وأخرى مرت عبر الزجاج الأمامي |
| Evet ama bu sefer ölüm nedeni, tam kalbine isabet eden iki kurşun ve bizim adamımız da ateşli silahlar kullanmıyor. | Open Subtitles | أجل، عدا أن سبب الموت هذه المرة هو رصاصتين في القلب، ومشتبهنا لا يستخدم الآسلحة النارية |
| Kafasına iki kurşun sıkılmıştı. Tetkikçiye göre o an ölmüş. | Open Subtitles | رصاصتان في الرّأس، قال الطبيب الشرعي أنّها ماتت في الحال |
| Kasiyerle mücadele eden ve kafasına iki kurşun sıkan adam... | Open Subtitles | ذلك هو الرجل الذي رأيته يتناضل مع المحاسب وأطلق رصاصتان |
| Düşük kalibreli iki kurşun iç kanamaya neden olmuş. | Open Subtitles | رصاصتان من عيارٍ منخفض تسببت في نزيف داخلي |
| Karna iki kurşun. | Open Subtitles | طلقتان بالمعدة |
| Eve gelmeden önce göğsüne iki kurşun sıkmanıza yetecek bir süre. | Open Subtitles | 40. ذلك وقتٌ كافٍ لإردائه برصاصتين قبل عودتك للمنزل. |
| Diğer iki kurşun ise Alexander ateş etmeden New York polis memuru Ty Lopez'in silahından çıktı. | Open Subtitles | الرصاصتين التاليتين طاشتا بعيدا بسلام قبل أن يسقط الكساندر برصاص ضابط حقيقي من شرطة نيويورك.. تاي لوبيز |
| İki kurşun da, klasik anahtar deliği etkisiyle yamuk çıkmış. | Open Subtitles | صحيح وخرجا من الامام مع تأثير شكل ثقب المفتاح,غير اعتيادي |
| İki kurşun yarası aldığını duydum, fakat hastane hiçbir bilgi vermiyor. | Open Subtitles | لا أدرى، سمعت أنه أصيب بطلقتين لكن المستشفى لا تعطينا معلومات |