| İçimde kontrolü elimde tutmamı sağlayan, yakıcı bir açlık ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أعيش مع هذا الشره الملّح بداخلي بما يسمح لي بالسيطرة عليه. |
| Bak, ben her gün ve her gece Violet'in nevrozları ile yaşıyorum. | Open Subtitles | اسمع أعيش مع تعصيب فايلوت كل يوم وكل ليلة |
| Yeteneksiz Ethel Merman ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش مع "إيثيل ميرمين" بفرق عدم وجود موهبة. |
| Çıktığımdan beri Phoebe ile yaşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اعيش مع فيبي منذ اطلاق سراحي |
| Haley, ben Rachel ile yaşıyorum. | Open Subtitles | هايلي, انا اعيش مع رايتشل |
| Bekar bir gencim sonuçta, beyaz şarap ve avokado ile yaşıyorum. Sağ ol. Bence sen George'a çok benziyorsun. | Open Subtitles | كـ شاب أعزب, أنا أعيش على النبيذ الأبيض والأفوكادو رائع أتعرفين, انتي تشبهين جورج كثيراً |
| Ben 5 bin yıllık bir kitap ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش على عبارات من كتاب عمره 5000 سنة |
| Yeteneksiz Ethel Merman ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش مع "إيثيل ميرمين" بفرق عدم وجود موهبة. |
| Evet, kız kardeşim ve onun erkek arkadaşı Kaptan Muhteşem ile yaşıyorum. | Open Subtitles | نعم، أعيش مع أختي و عشيقها القبطان الرهيب -لا |
| Bir bakalım, arabam yok bavul satıcılığı işimi kaybettim ve şuan ailem ile yaşıyorum | Open Subtitles | لنرى ، ليس لديّ سيارة خسرت عملي في كوخ الأمتعة -والآن أعيش مع أهلي -رائع ، أن تعيشي الحلم |
| Roy ile yaşıyorum ve ondan nasıl ayrılırım bilmiyorum. | Open Subtitles | (فأنا أعيش مع (روي ولا أعرف كيف أقطع علاقتي به |
| Bir Çivava ile yaşıyorum sanki. | Open Subtitles | " وكأنني أعيش مع كلب " تشيواوا |
| Ben T2 ile yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش مع تي تو .. |
| Anne-babamın uzun zaman önce kurduğu bağış fonunun geliri ile yaşıyorum. | Open Subtitles | إن كانت تعمل... . أعيش على عوائد صندوق ائتماني كبير تركه لي والدي منذ زمن طويل |