| Artık ilerde bu senaryoyla gerçekten karşılaşırsak ne olacağını biliyoruz. | Open Subtitles | بتنا نعرف أنه في حال واجهنا السيناريو ذاته في المستقبل |
| Çünkü adı portakal olan bir çocuk ilerde hiç sorun yaşamaz. | Open Subtitles | أجل لأن طفل إسمه برتقالة لن يشكل له مشاكل في المستقبل |
| İlerde şikayetleriniz olursa, doğrudan beni arayın. | Open Subtitles | الان , إذا كان هناك اي شكوى تودين تقديمها بشأني مستقبلاً فأني اقترح ان تتصلي بهذا الرقم وتقدمينها إلي شخصياً |
| Beyler karbon ayakizinizi azaltmanız lazım, yoksa ilerde su altında yaşıyor olacaksınız! | Open Subtitles | عليكم بالتقليل بأنشطتكم الضارّة بالبيئة وإلاّ عشتم تحت الماء مستقبلاً |
| Kayıtlara geçsin, tekrar özür dilerim, söylediğim söylemekte olduğum ve ilerde söyleyebileceğim şeyler için. | Open Subtitles | للعلم، أعتذر عن أيّ شيء قلته وأقوله وما قد أقوله مستقبلًا. |
| Savaş alanı yarım mil ilerde. | Open Subtitles | ساحة المعركة على مبعدة نصف ميل |
| İlerde bir sıkışma var. Buradaki araziden geçeceğiz. | Open Subtitles | هناك ما يشبه نقطة تمركز امامنا سنمضي عبر هذا الحقل |
| Bu durumun evrenin ilerde başına gelecekler üzerinde çok öenmli bir etkisi var. | TED | هذا يترتب عليه آثار حاسمة على ما سيفعله الكون في المستقبل. |
| İlk olarak, önemli olanın bu eğrilerin altında kalan alan olduğunu, ilerde bir tarihte nerede olduğumuzu söylüyor. | TED | أولا، تخبرنا بأن هذه المنطقة تحت المنحنيات هي المهمة، وليس ما نصل إليه في تاريخ معين في المستقبل. |
| Bence ilerde malzemeler gelişecek ve bu malzemeler pamuk ve ipek kumaşlar gibi görünecek ve bize o hissi verecek. | TED | أعتقد أنه في المستقبل ستتطور المواد، وستبدو وتولد إحساس الأقمشة الحالية، كالقطن والحرير. |
| Lütfen ilerde daha dikkatli olun. | Open Subtitles | أبقي أكثر حرصاً في المستقبل ، أيها النقيب |
| Eğer şimdi öldürürsek, ilerde onun gibi organizmaları nasıl durduracağımız öğrenemeyiz. | Open Subtitles | ولكن اذا قتلناه الآن , لن نستطيع معرف كيفية ايقافه في المستقبل |
| İlerde beni öperken rahatsız olmaması için gözlüğümü çıkarıp lens taktım. | Open Subtitles | لتفادي التصادم في القبلات مستقبلاً تخليت عن النظارة وركبت عدسات |
| Şey, pekala, bilmeni isterim ki, ilerde de böyle birşey olmasını istemem. | Open Subtitles | حسناً, حتى تعلمين مستقبلاً لست مرتاحه مع هذا الأمر لا يمكن أن يحدث هذا مجدداً (بري) |
| Ama ilerde damadım olmasını umduğum adamla tartışmasını bitirmek için beni dışarı attı. | Open Subtitles | لتنهي شجارها مع الرجل الذي آمل أن يغدو زوج ابنتي مستقبلًا. |
| ..ve ilerde olabilecek benzer suçlamalar için dokunulmazlık. | Open Subtitles | وضمانٌ على عدم محاكمتي مستقبلًا |
| Memnuniyetle. Altı sokak ilerde. | Open Subtitles | "بسرور ، إنه على مبعدة 6 مربعات سكنية" |
| 6 metre ilerde. | Open Subtitles | علي مبعدة عشرون قدم |
| İlerde birisi var. Belki bir şey görmüştür. Camını aç. | Open Subtitles | هناك شخص امامنا ربما يكون قد شاهد شيئاً ، افتحى نافذتك |
| İlerde yollarda tehlikeler var, ve sen baş edemezsin. | Open Subtitles | عليكى خطر امامنا الطريق الامر تدبر على قادره تكونى ولن |