| Ama ben senin bu tür sorunlarla ilgilendiğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أعلم مسبقا أنّك مهتم بهذا النوع من المسائل |
| 34 yıl boyunca ilk kez ilgilendiğini görmek beni gerçekten çok şaşırttı. | Open Subtitles | هذه أول مرّة آراهُ مهتم بها طوال الــ 34 عام الأمر الذي جعلني مصدوم جداً، لدرجة أنني سأُصَاب بحالة تشنُج |
| Bunu biliyorsun. Ama bu yeni kızla neden ilgilendiğini konuşabilirim. | Open Subtitles | لاكنني مستعدة لمناقشة لماذا انتِ مهتمة بهذه الفتاة |
| Varlığımızla çok, hatta fazlasıyla ilgilendiğini, bu yüzden onu sorgulamam gerektiğini kastettin. | Open Subtitles | أنت تلمّح إلى أنّها تبدو مهتمة بحضورنا، ربّما أكثر من اللازم، ويجب أن أستجوبها. |
| Seksle ilgilendiğini sanmıyorum, yani benimle ve kadınlarla değil. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه كان مهتما بالجنس ليس معي ولا مع النساء |
| Biliyorum anne ama bu şey her neyse benimle ilgilendiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أمى ,ولكن مهما كان هذا الشىء لايبدو مهتماً بى |
| Ne aptalım. Senin başka kadınlarla ilgilendiğini hiç fark etmemişim. | Open Subtitles | لم أدرك من قبل أنك مهتم جداً بالنساء الأخريات |
| Sanatla ilgilendiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | هذا جميل ، رائع لم يكن لدى فكرة أنك مهتم بالفن |
| neden ilgilendiğini hala anlayamadım. başvurmamıştım. | Open Subtitles | لازلت لا أعرف لم هو مهتم بي, حتى أنني لم أطبق أي شيء |
| Başka bir kadının seninle ilgilendiğini görürse böyle yapmayacaktır. | Open Subtitles | لكنها لن تعتقد ذلك إذا رأتك مهتم بامرأة أخرى. |
| Ama Mahatma Gandi'nin bu ev ile ilgilendiğini duyunca... | Open Subtitles | عندما علمت بأن المهاتما غاندي مهتم بأمر المنزل أيضاً |
| Fakat Briggs'le konuşacağımı ve anlaşmayla ilgilendiğini düşünmesini sağla. | Open Subtitles | ودعه يعلم أنني تكلمت مع بريجز وأنه مهتم بعقد الصفقة |
| Eğer çaktırmadan izlersen onla nekadar fazla ilgilendiğini görebilirsin. | Open Subtitles | انها مهتمة بك اكثر من اهتمامها به لقد امسكت باحد المرات مؤخرتي |
| FBI'ın neden oğlumuzun ölümüyle ilgilendiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا افهم لم الاف بي اي مهتمة بموت ابننا كنا نحقق في وفاة اخرى مؤخرا |
| Yani sana söylediğim gibi, Dışişleri Bakanlığı'nın kız kardeşini kurtarmakla daha çok ilgilendiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | كما أخبرتك، نعتقد بأن الوزارة مهتمة بإطلاق سراح أخته |
| Sakıncası yoksa neden BM'nin bir jeologun cinayetiyle ilgilendiğini söyler misin? | Open Subtitles | لمَ الأمم المتحدة مهتمة بجريمة قتل لعالم جيولوجيا؟ |
| Amerikan arabaları ile ilgilendiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اعلم انه كان مهتما بالسيارات الامريكيه. |
| Siyasi mahkumlarla ilgilendiğini bilmiyordum. Ben değil. | Open Subtitles | لم يكن لدي علم أنك كنت مهتماً بأمور السجناء السياسيين |
| Fakat, barın yöneticisine mekanı satın almakla ilgilendiğini söyledin. | Open Subtitles | و لكنك أخبرتى مدير الحانه أنكى كنتى مهتمه بشراء المكان |
| Ve Amir Yardımcı'sı bu davayla ne kadar ilgilendiğini söyledi ve sürekli bilgiye ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأخبرني نائب رئيس العمليّات كم هو مهتمّ بالقضيّة وكيف أنّه عليه أن يبقى على اطّلاع |
| Binbaşı'nın onunla niçin bu kadar ilgilendiğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ارى ما الذى كان يثير اهتمام الميجور بها |
| Dünyadaki bilimkurgu hayranlarının neyle ilgilendiğini nasıl bilebilirsin? | Open Subtitles | إذن , كيف تعرفين مايثير إهتمام المعجبين بالخيال العلمي , على الأرض ؟ |
| Bill'le profesyonel şekilde ilgilendiğini anlıyorum. | Open Subtitles | استطيع أنْ أرى أنّكِ تعتنين ببيل مهنياً. |
| Evet resmen makine. Son zamanlarda benimle çok ilgilendiğini söyledi. | Open Subtitles | أجل، نشاطه لا يفتر. قال إنك توليني اهتماماً زائداً مؤخراً. |
| En son bir kızın benim maymunumla ne zaman ilgilendiğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لااذكر آخر مرة اعتنت بها فتاة بقردي |
| Benimle bu kadar ilgilendiğini görse annem çok mutlu olurdu. | Open Subtitles | وأمي ستكون سعيدة جدا لأنك أعتنيتي بي كثيرا. |
| Carla Santini anlattıklarıyla tüm kainatın ilgilendiğini sandığı için onu duymamak imkansız. | Open Subtitles | "لأن "كارلا سانتيني "تحسب نفسها "جوليا روبرتس و أن الكون مُهتم بكل ما تقوله لا يمكنك تجنّب سماعها بالصدفة |