| Köpekbalıkları buraya yiyecek için geldi ama yüzeydeki her şeyle ilgileniyorlar. | Open Subtitles | اسماك القرش هنا لكي تتغذى ولكنهم يهتمون بأي شيء على السطح |
| Ardından iklim değişikliği gibi büyük sorunlarla ilgileniyorlar. | TED | ثم يهتمون بالقضايا الكبيرة مثل التغير المناخي. |
| Neden erkekler, onlara ilgi duymayan kadınlarla bu kadar çok ilgileniyorlar? | Open Subtitles | لماذا الرجال مهتمون بالنساء بالفطرة اليس لديك اهتمام بهن؟ |
| Bu adamlar sadece yasadışı kâr ile ilgileniyorlar hızlı ve kirli para ile | Open Subtitles | وهؤلاء مهتمون فقط بالأرباح الغير مشروعة والأموال السريعة القذرة |
| Evet. Onunla ilgileniyorlar. Havaalanında buluşacağız. | Open Subtitles | نعم ، انهم يعتنون بها و سوف يقابلونا فى المطار |
| Kızınız şu an Çocuk Hizmetlerinde. Onunla ilgileniyorlar şu an. | Open Subtitles | ابنتك مع خدمات رعاية الاطفال إنهم يعتنون بها الآن |
| Kadınların bayanlar tuvaletine girip çıkmalarıyla daha çok ilgileniyorlar. | Open Subtitles | يبدوا ان رجال الامن مهتمين بالنساء الفاتنات الذاهبات الى الحمام |
| Evet, birbirleriyle ilgileniyorlar. | Open Subtitles | أجل، إنهما يعتنيان ببعضهما. |
| Kafanı çevirme şeklinle kameranın senden Ay'a geçişiyle gözyaşların akarken gülümsemenle ilgileniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يهتمون بالطريقة التي تديرين بها رأسك الطريقة التي تنظر بها الكاميرا بعدك إلى القمر |
| Sadece ürün fıyatlarıyla ilgileniyorlar, hepsi bu. | Open Subtitles | يهتمون فقط بأسعار العقارات، ذلك كلّ شيء. |
| Haklısın, hissedarlar kendi gölgelerinden ilerisini göremiyorlar sadece bugün ile ilgileniyorlar. | Open Subtitles | هذا صحيح والمُساهمين لا يرون أبعد من ظلهم إنهم يهتمون بالوقت الحالي فحسب |
| Japonlar iç ticaret ile daha az ilgileniyorlar. | Open Subtitles | و اليابانيين لا يهتمون بالتجارة الداخلية |
| Orada itfaiyeciler ile ailelerinin yaşayabilecekleri bir tesisleri var. İnsanlarımızla ilgileniyorlar orada. | Open Subtitles | فعندهم منشأة سكنية للإطفائيين وعائلاتهم ، وهو يهتمون لأمرنا |
| Onlar nitelikli seviyede istihbarat ya da sabotaj aktiviteleri ile ilgileniyorlar. | Open Subtitles | وهم مهتمون بالإستخبارات أو النشاطات التخريبية |
| Onlar sizin eşleriniz, babalarınız, kızlarınız, kardeşleriniz, komşularınız, hepsi de ülkeleri ve uluslararası dostlarımız için doğru şeyi yapmakla ilgileniyorlar, eğer halkın bu konuda endişesi varsa, başvurabilecekleri çeşitli merciler var. | TED | انهم مثل ازواجكم , اباءكم , اخوانكم, اخوتكم, جيرانكم, اصدقائكم و اقاربكم, وكلهم مهتمون بالقيام بما هو صحيح لبلدهم و لحلفاءنا عالميا , لذا هناك الكثير من الطرق يمكن سلوكها لو كان لهم بعض الملاحظات. |
| Dinleyicilerin öbür yarısı tura-yazı-yazı'yı sevmiyor -- kültürel sebeplerden ötürü, bunu sıkıcı buluyorlar -- ve başka bir örüntüyle ilgileniyorlar -- tura-yazı-tura. | TED | لا يحب الجانب الآخر من الحضور نمط الصورة-كتابة-كتابة.. إنهم يفكرون، لأسباب ثقافية عميقة، هذا ممل.. وهم مهتمون أكثر بكثير بنمط آخر.. صورة-كتابة-صورة. |
| Olay tamamen özel kurumlarla ilgili çünkü onlar bizimle gerçekten ilgileniyorlar. | Open Subtitles | الأمر كله عن الشركات الخاصه لأنهم يعتنون بنا بحق |
| Kulüp Med harika bir yer! Çocuklarla onlar ilgileniyorlar. | Open Subtitles | يعتنون بالأطفال لا نشغل بالنا بهم |
| Teşekkür ederim. Seninle ilgileniyorlar mı? | Open Subtitles | شكرا لك ِ , هل هم يعتنون بك ِ ؟ |
| Bu bayanlar tişörtlerinizle ilgileniyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء السيدات مهتمين بقمصانكم أليسوا جميلين؟ |
| Kaplan ve Ayı onunla ilgileniyorlar. | Open Subtitles | شبل النمر والدب يعتنيان به |
| Acil serviste, dörtlü araba kazasıyla ilgileniyorlar. | Open Subtitles | بغرفة العمليات، يتعاملون مع صدام أربع سيارات |
| Tamam. İlgileniyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون على ذلك.. |