Senin erkek arkadaşlarınla ilgili sorular sormak için geç kaldım. | Open Subtitles | أعرف أنه تأخر الوقت على سؤالي هذا أسئلة عن أصدقائك |
Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı. | TED | أعاد لها الطفل، وبدأ يسأل أسئلة عن الأبوة. |
Çünkü doktorum sürekli bunlarla ilgili sorular soruyordu. | TED | لأن طبيبي باستمرار يسألني أسئلة حول هذا. |
Bu deneyim pek çok soruya neden oldu aralarında ırk ve eşitlik ile ilgili, ve fırsatların ve seçeneklerin bizim ülkemizde kimlere sunulduğu ile ilgili sorular da vardı. | TED | أثارت هذه التجربة الكثير من الأسئلة، بينها أسئلة حول العرق والمساواة ولمن في بلدنا تتاح الفرص والخيارات. |
Doktor sana sayılarla ilgili sorular sorduğu zaman. | Open Subtitles | راي، أتذكر حينما طرح عليك الطبيب الأسئلة عن العمليات الحسابية؟ |
Neyle ilgili sorular? | Open Subtitles | اسئلة حول ماذا؟ |
En son yemeğe geldiğinde bana, yaşça büyük birileriyle birlikte olmakla ilgili sorular sordu. | Open Subtitles | حسناً , إنه فقط في آخر مرة أتت للعشاء كانت تسألني كل تلك الأسئلة حول مواعدة رجل أكبر سناً |
Ona, taksi ve otobüslerle ilgili sorular sormanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تسأليه أسئلة عن سيارات الأجرة والحافلات |
Herhangi bir insanın sonuçsuz ödip kompleksi olan ikinci sınıf bir mühendis ile ilgili sorular sormak için bir federal çalışan taklidi yapıp da ceza riskini göze alacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أشك بأي أحد أن يُخاطر بالعقوبات الصارمة لتقليد شخصية ضابط فيدرالي فقط ليسأل أسئلة عن مهندس بسيط |
Biri profili sızdırmış. Basın, yüz simetrisiyle ilgili sorular sormaya başladı. | Open Subtitles | الصحافة بدأت تسأل أسئلة عن التناسق الوجهي |
Sorularla ilgili bir tür kitap - basitlikle ilgili sorular. | TED | أنه نوع من الكتب الذي يدور حول أسئلة -- أسئلة عن البساطة |
Kendinize nedenlerle ilgili sorular sorabilirsiniz: Bu neden oluyor? | TED | ستسأل أسئلة عن: لماذا يحدث هذا؟ |
Bir dün Julie babası ile ilgili sorular sormaya başlayacak. | Open Subtitles | يوماً ما، جولي سَتَبْدأُ سُؤال أسئلة حول أبّيها. |
Dr So, ayrıca dil ve gözlerin rengine de bakıyor ve hastalarına tat ve koklama duyusu hatta rüyalarla ilgili sorular bile soruyor. | Open Subtitles | يلاحظ الدكتور سو أيضا لون اللسان والعيون، ويسأل أسئلة حول طعام المريض، شم حتى الحلم |
Ofisime gelip, üzerinde çalıştığı bir dava ile ilgili sorular sormuştu. | Open Subtitles | أتى إلى مكتبي وطرح أسئلة حول قضية يعمل عليها |
Matmazel Lingard, Mösyö Gervase Chevenix'in ölümüyle ilgili sorular sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع سؤالك بعض الأسئلة عن موت السيد شيفنكس |
Şirket ortaklığınızla ilgili sorular sormaya geldim. | Open Subtitles | أتيت لأطرح بعض الأسئلة عن ملكية ممتلكاتك، |
Neyle ilgili sorular? | Open Subtitles | اسئلة حول ماذا؟ |
Öldürülen ev arkadaşınla ilgili sorular sormamız gerekiyor. | Open Subtitles | نريد أن نطرح عليك بعض الأسئلة حول شريكك في السكن الذي قُتل. |
Sosyal yardımlaşma derneğindeki danışmanlar bana annem ve babamla ilgili sorular soruyorlar. | Open Subtitles | ..حسناً المستشارون الاجتماعيون حينما كانوا يقصدون منزلي كانوا فقط يسألونني عن والداي |
Fisher, Longitude İnşaat'ın Endonezyadaki taşeronlarının işçilerine maaş ödememesiyle ilgili sorular soruyordu. | Open Subtitles | يتضح أن (فيشر) كان يبحث عن المقاولين الغير رسميين للشركة في (إندونسيا) الذين يستخدمون عمالاً بلا أجر |
Lisa Simpson bugün ofise uğrayıp kardeşinin kaçırılmasıyla ilgili sorular sordu. | Open Subtitles | اسمع أيها المفوض ، لقد أتت (ليسا سمبسون) للمخفر اليوم -وطرحت اسئلة عن اختطاف أخيها |