| Hayatımda yaşadığım ilk ve tek aşkta birlikte bir geleceğimiz olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | للمرة الأولى والوحيدة في حياتِي أنا كنت عاشق و رَأيتُ مستقبلنا سوية |
| Phillip Bartlett, Tayland'a ilk ve tek sefer bir ay önce gitmiş ve bütün bunlarla bir bağlantısı yok. | Open Subtitles | في المرة الأولى والوحيدة فيليب بارتليت سافر إلى تايلاند كان قبل شهر، وهناك وتضمينه في شيء يصله كل هذا. |
| Çünkü seçtiği ilk ve tek kişi aramalarımıza cevap vermedi. | Open Subtitles | لأن إختيارها الأول والوحيد لم يلبي نداءاتنا |
| Gururum derinden okşandı, evlat, ama benim ilk ve tek aşkım denizdir. | Open Subtitles | أنا مغري بعمق, بني لكن حبي الأول والوحيد هو البحر |
| Gelecek aydan itibaren The Paradise, müşterilerine çocuk giyim bölümü sağlayan Avrupa'nın ilk ve tek mağazası olacak. | Open Subtitles | الفردوس سيكون المتجر الأول و الوحيد في أوروبا الذي يوفر لعملائه قسم مخصص للأطفال |
| Annen benim ilk ve tek aşkımdı. | Open Subtitles | في الحقيقة، أمكِ كانت أول وآخر حب في حياتي. |
| Ben onun ilk ve tek aşkıyım, değil mi sevgilim? | Open Subtitles | لقد كنت حبه الاول و الوحيد أليس كذلك حبيبى ؟ |
| Bu gece... ömrü boyunca ilk ve tek kez çiçek açacak. | Open Subtitles | الليلة للمرة الاولى والوحيدة فى حياتها ستزهر |
| - Neden? İlk ve tek erkek arkadaşım mezuniyet yılında sevgililer gününde vermişti. | Open Subtitles | خليلي الأوّل والوحيد بالواقع أعطانيهم في عيد الحبّ بعامي الجامعيّ الأخير |
| Senden hoşlandığım ilk ve tek andı. | Open Subtitles | هذه هي المرة الأولى والوحيدة التي أعجبت بك |
| Bunlar ilk ve tek... müsveddeleri idi müziğinin. | Open Subtitles | هذه كانت المحاولة الأولى والوحيدة للمقطوعة |
| Amerika gösteri dalında altın madalya kazandı! Bütün oyunlardaki ilk ve tek madalyamız! | Open Subtitles | الفريق الأمريكي فاز بالميدالية الذهبية الذهبية الأولى والوحيدة في هذه الأولبياد |
| Daha yeni ciddi bir ilişkiden çıktım. İlk ve tek ilişkim. | Open Subtitles | لقد خرجت لتوي من علاقة جدية علاقتي الأولى والوحيدة |
| Oğlu Duncan ilk ve tek aşkımdı. | Open Subtitles | ،إبنجايك،دنكان كان حبّي الأول والوحيد. |
| Yapmanız gereken bir iş olduğunu biliyorum ama burası hayatım boyunca sahip olduğum ilk ve tek gerçek ev oldu. | Open Subtitles | ... أنا أعرف أن هذهِ هي طبيعة عملك .. لكن هذا كان منزلي الأول والوحيد في حياتي |
| Jennal seçimlerin ilk ve tek münazarasına hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بكم في النقاش الأول والوحيد من جينا تدير الإنتخابات . |
| Benim ilk ve tek tercihim. Haklı olduğuma sevindim. | Open Subtitles | خياري الأول و الوحيد أنا ممتن لأني كنتُ على حق |
| İlk ve tek sömestr tatilinde MIT'ı bırakmadan önce sınıfının en iyisiymiş. | Open Subtitles | انسحبت من المعهد التقني لكن خلال الفصل الأول و الوحيد احتلت المركز الأول على دفعتها |
| Ağzında da kocaman bir puro. O katıldığım ilk ve tek mezunlar yemeğiydi. | Open Subtitles | كان أول وآخر إجتماع ُلم الشمل حضرته |
| Trollük yaptığın için ilk ve tek uyarını aldın, dostum. | Open Subtitles | هذا أول وآخر إنذار لك يا رجل |
| Ben onun ilk ve tek aşkıyım, değil mi sevgilim? | Open Subtitles | لقد كنت حبه الاول و الوحيد أليس كذلك حبيبى ؟ |
| Bu gece... ömrü boyunca ilk ve tek kez çiçek açacak. | Open Subtitles | الليلة للمرة الاولى والوحيدة فى حياتها ستزهر |
| Bernini estetik olduğu kadar mermere şekil verme fikrini keşfeden döneminin ilk ve tek sanatçısıydı. | Open Subtitles | ثق بي. فيما يتعلق بالفنيّة، كان (برنيني) الفنان الأوّل والوحيد في عصره الذي يكتشف فكرة التحوّل في الرخام. |
| Merhaba, ben Dr. Hart, bugün sizinle ilgilenecek ilk ve tek doktorum. | Open Subtitles | مرحباً أَنا الدّكتورةُ هارت الوحيدة والفريدة من نوعها والتي سترعاك اليوم |