| Ama diğerlerine açıklamam yetti ve imzaladılar. Bu bir aile restoranı. | Open Subtitles | و لكنهم وقعوا التنازل حالما شرحت لهم بأنّ ذلك مطعم للعائلات |
| İmzaladılar ve onlar adına utanç verici ki, bir hafta sonra geldik, ve onlara bunu sunduk. | TED | هم وقعوا عليها , ومما اثار إستيائهم اننا عدنا قبل اسبوع , وعرضنا لهم هذا |
| Piskoposlar hepsi bir araya gelip, bu evliliğin şüpheli olup mahkeme tarafından feshedilmesi gerektiğini ilan eden bu belgeyi imzaladılar. | Open Subtitles | فجميع الأساقفة هنا وقعوا على هذه الوثيقة معلنين بأن الزواج به شك ويجب أن يفسخ بالمحكمة. |
| O adamlar da seninle aynı kontratı imzaladılar. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال وقّعوا على نفس العقد الّذي وقّعتَ عليه |
| Antlaşma değil, bir sözleşme imzaladılar. | Open Subtitles | ووقعوا على هذا الاتفاق وليس بمعاهدة يا سيدى |
| Ve sonra imzaladılar. | Open Subtitles | وهم جميعاً يوقّعون الأسماء |
| İşin sonunda alacaklarımı duyduklarında anlaşmayı imzaladılar. | Open Subtitles | زبائني وافقوا على ملهاك الليلي، عندما علموا ما عملته في نهاية المطاف. |
| O bok çuvalları az önce yaptıkları şeyle çoktan idam kararlarını imzaladılar bile. | Open Subtitles | هؤلاء الحقراء بما فعلوا للتو وقعوا على حكم إعدامهم |
| Unut gitsin. Anlaşmayı ve dört yıllık opsiyonu imzaladılar. | Open Subtitles | أنسي الآمر , لقد وقعوا الآتقاق وخيارالآربعسنواتاخرى. |
| Bu insanlar kendi isteklerine göre imzaladılar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس هنا؟ هؤلاء الناس وقعوا بكامل إرادتهم |
| Seminere katıldıklarını gösteren bir form imzaladılar. | Open Subtitles | وبعدها وقعوا استمارات للإقرار بأنهم ذهبوا |
| Vasvar'da barış anlaşması imzaladılar. | Open Subtitles | لماذا يفعلون ؟ لقد وقعوا معاهدة سلام دائمة |
| Söylediğin şey çok ciddi, Peder, ama... Ama Türkler Vasvar'da barış anlaşması imzaladılar. | Open Subtitles | ما تقوله صحيح لكن الأتراك وقعوا معاهدة سلام |
| Ve onlar muhtemelen sahte bir gizlilik anlaşması imzaladılar o yüzden nereye gittiklerini kimse bilmiyor. | Open Subtitles | و ربما وقعوا على إتفاقية سرية وهمية حتى لا يعرف أحد مكان ذهابهم |
| Çok yazık, çünkü çoktan imzaladılar. | Open Subtitles | حسنا, هذا سيء جدا لأنهم وقعوا عليه بالفعل |
| Orada da benim at kafası olmadığıma dair bu resmi sertifikayı imzaladılar. | Open Subtitles | وقّعوا هذه الشهادةِ الرسميةِ تَبْرِئتي كُلّ أدمغة الحمارِ. نعم، عظيم. |
| İmzaladılar. Muhteşemdi. | Open Subtitles | وقد وقّعوا لقد كان هذا رائعا |
| Benimle bir senelik kontrat imzaladılar. | Open Subtitles | وقّعوا معي عقداً لسنة واحدة. |
| Her çalışan bu maddenin risklerini biliyordu ve kendi iradeleriyle feragat imzaladılar bunu mahkemede kanıtlayabiliriz. | Open Subtitles | كل موظف عرف المخاطر ، وإقتسموا المادة بنفسهم ووقعوا على تنازل وهذا يمكن أن نبرزه في المحكمة |
| Great Lakes Bölgesi'nde barış anlaşması imzaladılar ve 'kahraman fareleri' ortak sınırları kara mayınlarından temizlemek için uygun buldular. | TED | ووقعوا على اتفاق للسلام والمعاهدة في منطقة البحيرات العظمى. وبتأييدهم للجرذان الابطال لمسح حدودها المشتركة من الألغام الأرضية. |
| Ve sonra imzaladılar. | Open Subtitles | وهم جميعاً يوقّعون الأسماء |
| Sonunda imzaladılar. | Open Subtitles | أخيرًا وافقوا على استراتيجية. |
| Billy henüz bilmiyor ama o ve adamları az önce kendi ölüm fermanlarını imzaladılar. | Open Subtitles | (بيلي) لا يعلم بشأن هذا ولكنه وفريقه قد وافقوا على القيام بمهمة انتحارية |