| Böyle ortaya çıkarak, sana inanmadığım için üzülmemi mi sağlamaya çalışıyorsun? | Open Subtitles | لقد ظهرت لتحاول التحرش بي -أتشعر بالضيق لأنني لم أصدقك ؟ |
| Daha önce sana inanmadığım için üzgünüm. Artık anlıyorum. | Open Subtitles | أنا آسف أني لم أصدقكِ من قبل ولكنني أصدقك الآن |
| Senin bakıştığınızı söylediğin ama benim inanmadığım kız. | Open Subtitles | تلك الذي قلت أنك سوف تصادقها لهذا لم أصدقك |
| İnanmadığım bir amaç uğruna bir daha vurulmayacağım. Hadi bana yardım et. | Open Subtitles | لن أعرض نفسي للموت مرة أخرى من أجل قضية لا أؤمن بها |
| Ayrıca sen çalışacağım dediğinde sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسف لانى لم اصدقك عندما قلتى انك تذاكرين بجد |
| Sen haklıydın. Sana inanmadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | كنتِ محقة في كل شي أنا آسف لأني لم أصدقكِ |
| Beni kullandıklarını anlayamadığım için sana inanmadığım için çok özür dilerim. | Open Subtitles | وأنا آسف جداً أنّى لم أستطع رؤية ذلك آسف لعدم تصديقك |
| - Aynı şu anda benim de sana inanmadığım gibi. | Open Subtitles | تماما مثل عدم تصديقي ما تقوله الآن. |
| İnanmadığım bir şey uğruna bir yarışta rekabet etmem gerek. | Open Subtitles | الان علي ان اتنافس في سباق لشيء لا أصدقه حتى. |
| - Söylediklerine inanmadığım için beni bağışlaman gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، يجب عليك مسامحتي إن لم أصدقك |
| Sana inanmadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | و انا بغاية الأسف لأني لم أصدقك |
| Juliet, Serena e-mail gönderdi dediğinde sana inanmadığım için özür dilerim. Haklıydın. | Open Subtitles | جولييت" ، آسفة لأنني لم أصدقك" عندما قلتِ أن "سيرينا" من أرسلت الرسالة |
| Ve ben de çok üzgünüm, sana inanmadığım için. | Open Subtitles | وأنا أسفة بأني لم أصدقك |
| Bak. Sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعي آسف أن لم أصدقك |
| sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة، لأنني لم أصدقك |
| Sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنظر .. أنا آسف لأنى لم أصدقك |
| İnanmadığım bir amaç uğruna bir daha vurulmayacağım. Hadi bana yardım et. | Open Subtitles | لن أعرض نفسي للموت مرة أخرى من أجل قضية لا أؤمن بها |
| Bu gece çok güzel vakit geçirdim. Sihire inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتًا ممتعًا هذه الليلة, وأنا آسفة لأنني لا أؤمن بالسحر. |
| Sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | اسف لأنى لم اصدقك. |
| - Sana başta inanmadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | -انا اسف انى لم اصدقك فى بادىء الامر |
| Sen söylediğinde inanmadığım için üzgünüm evlât. | Open Subtitles | أتأسّف لعدم تصديقك يا بُنيّ عندما قلت ذلك. |
| Önceden inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسفة لعدم تصديقي لك في البداية |
| Sonunda, kafatası ile ilgili teorime inanmadı,... ..tıpkı benim onun piramitlerle ve yaratıklarla ilgili teorisine inanmadığım gibi. | Open Subtitles | فى النهاية... لم يصدقنى فى نظريتى عن الجمجمة تماما كما لم أصدقه فى نظريته عن الأهرام و الغرباء |
| Bana kızdan bahsettiğinde sana inanmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا أسفة لأني لم أُصدقك... عندما أخبرتني بشأن الفتاة. |
| Kendimde inanmadığım bir kader bıraktım ona. | Open Subtitles | تركتها للقدر، لم أؤمن بنفسي. |
| İnanmadığım için yanında değildim. | Open Subtitles | لم أكن معها لأننى لم أكن أصدق |