| Bodruma iner inmez, tekrar zincire vurulacaksın, anladın mı? | Open Subtitles | عندما ننزل إلى القبو ستعود لإرتداء الأصفاد من جديد ، هل تفهمنى ؟ |
| Yere iner inmez parti devam edecek. | Open Subtitles | الحفل سيستمر بمجرد أن ننزل على الأرض |
| Yere iner inmez parti devam edecek. | Open Subtitles | الحفل سيستمر بمجرد أن ننزل على الأرض |
| İstediğin kadar bağırabilirsin. Kimseler buraya inmez. | Open Subtitles | يمكنك الصراخ كيفما شئت لا أحد ابداً ينزل الى هنا |
| Yere iner inmez tepelerden bir grup savaşçı indi. | Open Subtitles | حضرت مجموعة من المقاتلين من خلف التلال, حال هبوطنا على الأرض, |
| İner inmez ekibimle işe koyulmalıyım. | Open Subtitles | من المفترض أن أجلس مع فريقي فور هبوطي من الطائرة |
| Madem ki kimse mahçup olmak istemiyor iner inmez seni Okinawa'ya geri postalarız böylece sahildeki dostlarına kavuşursun. | Open Subtitles | حالما ننزل سيطلبون منك معدلاً مقلوباً... . وانت ستكون في اوكيناوا على الشاطىء |
| Madem ki kimse mahçup olmak istemiyor iner inmez seni Okinawa'ya geri postalarız böylece sahildeki dostlarına kavuşursun. | Open Subtitles | حالما ننزل سيطلبون منك معدلاً مقلوباً... . وانت ستكون في اوكيناوا على الشاطىء |
| Grinch asla inmez aşağı. | Open Subtitles | الجرينش لن ينزل الى هنا على الاطلاق |
| Tanrı senin gibi sıradan bir insan için yeryüzüne inmez. | Open Subtitles | الرب لن ينزل الى الأرض |
| Ve iner inmez Pegasus bizi görmek istiyor. | Open Subtitles | و بيجاسوس تريد رؤيتنا فور هبوطنا |
| O dışişleri bakanı ajanı biz iner inmez buluşmak istiyor. | Open Subtitles | عميل "وكالة الأمن الوطني" يود منّا أن نلاقيه فور هبوطنا بالطائرة |
| O dışişleri bakanlığı çalışanı, iner inmez bizimle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | عميل "وكالة الأمن الوطني" يود منّا أن نلاقيه فور هبوطنا بالطائرة |
| Sorunlar Kahire'ye iner inmez başladı. | Open Subtitles | حسناً، بدأت المصاعب منذ لحظة هبوطي في "القاهرة" |