Daha önce bir insan üzerinde denenmedi yani yan etkileri ne olur bilmiyoruz. | Open Subtitles | لم يُجرب على البشر من قبل لذا نحن لا نعرف ما الآثار الجانبية التي يترتب عليه |
Kemirgenlerle başlıyorlar, sonra daha büyük memelilere geçiyorlar... ve bir noktada küçük bir grup insan üzerinde test ediyorlar. | Open Subtitles | يبدأون مع القوارض ثم يتقدمون الى الثدييات الاكبر و من ثم في مرحلة ما يجرون تجربة صغيرة جدا على البشر |
Ted, insan üzerinde testlere henüz başlayamayız daha izlememiz gereken bir sürü protokol var. | Open Subtitles | تيد ، نحن لا نستطيع أن نختبره على البشر هناك جدول أعمال يجب أن نتبعه |
Olabilir ama insan üzerinde bu hafta denenecek olması... | Open Subtitles | قد تكون كذلك , لكن أستتم تجربتها على البشر هذا الأسبوع ؟ |
Bir insanın bunu başka bir insan üzerinde kullanabildiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن أحداً استخدم هذه على إنسان آخر |
Virüsümüz insan üzerinde barınmıyor. | Open Subtitles | الفيروس خاصتنا لا يعمل على البشر |
Odaklanın. Demek istediğim insan üzerinde testlere. | Open Subtitles | ركزوا ، أنا أعني إختباره على البشر |
Ve benzer şekilde, örneğin, biyomühendisliği ve bunu yürütmekten korkan insanları düşünürseniz, bilmiyorum, insanlarda genetik mühendisliği araştırması, bu, tek bir ülke, örneğin ABD, insan üzerinde genetik deneyleri yasaklarsa, fakat Çin veya Kuzey Kore bunu yapmaya devam ederse, bu işe yaramaz. | TED | وبشكل مشابه، اذا فكرنا بالهندسة الحيوية وعن تخوف الناس من إجرائها لا أعلم، تجارب هندسية على البشر لن تحل المشكلة اذا قامت دولة واحدة فقط لنقل مثلاً الولايات المتحدة الأمريكية، بتجريم هذه التجارب على البشر، لكن تستمر الصين او كوريا الشمالية بإجرائها |
Daha önce insan üzerinde denenmedi. | Open Subtitles | لم يجرب على البشر بعد. |