| Ancak insanlığa sağladığı bu faydaların kendisi için ağır bedelleri olmuştur. | TED | ولكن هذه المنافع العائدة على البشرية تكلفت الكثير على المستوى الشخصي. |
| Sizler insanlığa saldırma gibi bir hata yaptınız ve yakalandınız. | Open Subtitles | ،لقد أقدمتم على خطأ مهاجمة البشرية .و قد تمّ اعتقالكم |
| herkesin insanlığa olan güvenleri yenileniyor. | TED | ولذلك عندما يرون ذلك يحدث، فإن ذلك يجدّد إيمان الناس في الإنسانية بشدة. |
| Yardım çalışanlarına karşı yapılan saldırıların insanlığa yapıldığını kabul etmeliyiz. | TED | لابد من أن نأخذ في الاعتبار أن تلك الهجمات ضد عمال الإغاثة الإنسانية هي هجمات ضد الانسانية نفسها. |
| Ancak Lunenfeld idrar âlemini idrak etmeye niyetli olması sayesinde insanlığa büyük yararı dokunacak bir şey keşfetti. | TED | لكن عندما أحدَق لوننفيلد النظر في عالَم البول، اكتشف شيئًا مفيدًا جدًا للبشرية. |
| Uzaylı teknolojisi bize karşı kullanılıyor. Satılmış insanların insanlığa karşı komplosuyla. | Open Subtitles | التكنولوجية الفضائية تستخدم ضدنا بواسطة مؤامرة المرتشين من أشخاص ضد البشرية |
| Zorluklara rağmen ilerleyebilmemiz için, insanlığa dair daha derin bir anlayış kazanmak adına gerçek bir adanmışlığa ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. | TED | إنه اعتقادي الذي يجعلني أحقق تقدم في ظل وجود المشاكل، نرغب في التزام حقيقي لنفهم البشرية بشكل أعمق. |
| Takımımız uyduları kullanarak insanlığa yardım etme konusunda tutkulu. | TED | كل الفريق متحمس لفكرة استخدام الأقمار لمساعدة البشرية |
| Ortalama 150 insandan fazlasıyla samimiyet kuramıyor oluşumuz da insanlığa dair basit bir gerçek. | TED | إنها وحسب حقيقة بسيطة عن البشرية بأننا لا نستطيع أن يكون لنا ألفةً حميمية مع أكثر من حوالي 150 شخصاً. |
| Bilimin ideali, insanlığa meydan okuyan halidir. | TED | يكونُ العِلم في أفضل حالاته عندما يتحدى ليخدم البشرية. |
| 2001'de ölmek üzere yerde yatarken Tanrı'ya bir söz verdiğini hatırladı; hayatta kalırsa tüm günlerini insanlığa hizmetle geçirecekti. | TED | تذكر وعده لربه حين كان يحتضر سنة 2001، أنه إذا عاش سيخدم الإنسانية طيلة حياته. |
| Yaratıcı yazımda aidiyet, insanlığa seslenir. | TED | في الكتابة الإبداعية فالمحلية تنم عن الإنسانية. |
| İnsanlığa olan güvenimizi yeniden inşa etmemiz, cesurca ve açıkça birlikte durmamız gereken çok önemli bir dönemdeyiz. | TED | نحن في وقت حاسم نحتاج فيه إلى استرجاع ثقتنا في الإنسانية والوقوف معًا بجرأة وبشكل واضح. |
| Romanın evrensel ahlak, nezaket ve toplum konuları onu bir edebi klasik yaptı ve zamanın gelenekleri ile insanlığa uzun süredir olan inancı eleştirdi. | TED | الموضوعات العامة للرواية المتمثلة في الأخلاق والتحضر والمجتمع جعلت منها روايةً كلاسيكية في الأدب، ساخرةً من الأعراف والمعتقدات الراسخة حول الإنسانية خلال تلك الفترة. |
| Ölçtüğü şey, ya da en azından ölçmeye çalıştığı şey, dünya üzerindeki her bir ülkenin sadece kendi nüfusuna değil, tüm insanlığa ne ürettiği. | TED | يقيس، أو على الأقل، يحاول أن يقيس، ما تساهم به كل دولة بالتحديد في هذه الأرض ليس لشعبها، ولكن للبشرية أجمع. |
| Bu ülke temel olarak insanlığa ve diğer ülkelere en çok katkı yapan ülkedir. | TED | هذه دولة بكل بساطة تعطي أكثر للبشرية وللعالم أكثر من أي دولة أخرى. |
| Ailenize, topluluğunuza, ulusunuza bağlı olabilirsiniz, peki öyleyse aynı zamanda neden tüm insanlığa da bağlı olamıyorsunuz? | TED | يمكن أن تكون مخلصاً لعائلتك لمجتمعك لأمتك لذا لما لا يمكنك ان تحمل الولاء للبشرية ككل؟ |
| ...insanlığa katkısı kadar, çocuklarının ya da torunlarının geçmişle ve gelecekle olan yaratıcı bağlarını sürdürdüğü sürece. | Open Subtitles | لعمل صلة بين الماضى و الحاضر في اطفاله أو احفاده أو اسهاماته الانسانية |
| Onu başkan yaptıklarına inanabiliyor musun? Bu tüm insanlığa hakarettir. | Open Subtitles | هل تصدق أنهم عينوه حاكم رغم ذلك إنه مهين للإنسانية |
| Tüm samimiyetimle bu sakinliğimle insanlığa çalışanlardan daha iyi hizmet ettiğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | بكل صدق, أعتقد بأنّني أخدم البشريّة باسترخائي أكثر من عملي. |
| Tüpte döllenme ve taşıyıcı bir rahim kullanarak dölümüz ile insanlığa bir hediye vermek. | Open Subtitles | استخدام الإخصاب الأنبوبي ورحم بديلة من أجل هديتنا للبشريّة |
| Amon Goeth, Bad Tolz'daki bir sanat0ryumda yatarken tutuklandı. İnsanlığa karşı suçlardan Krakow'da asıldı. | Open Subtitles | تم القبض على امون جوز و تم نقله الى المستشفى النفسي في بادتولز و تم إعدامه في كاراكو لجرائمه ضد الانسانيه |
| Tanrının rahmeti, dünyaya ve insanlığa olan sevgisi bizim için hazırladığı kusursuz planı. | Open Subtitles | رحمة الإله حبه للعالم و للبشر و خطته المثالية لنا |
| O gün, o anda, Jake Green tanrıya olan inancımı kesin olarak pekiştirdi ama daha önemlisi insanlığa olan inancımı pekiştirdi. | TED | لذا في ذلك اليوم، وفي تلك اللحظة، جدّد جيك جرين إيماني بالله قطعًا، ولكنه جدد إيماني بالإنسانية كذلك. |
| Birleşik Devletler anayasasının 18. maddesinin 1350. bendine göre, soykırım, insanlığa aykırı suçlar, ve işkence suçlarından. | Open Subtitles | الفقرة رقم 1350 الخاصّة بالإبادة الجماعيّة والجرائم ضدّ الإنسانيّة والتعذيب |
| Ama, sonuçta, insanlığa inanmak zorundayız. | Open Subtitles | لكن في النهاية , يجب علينا أن نؤمن بالبشرية |
| Bence insanlığa boşvermeli. | Open Subtitles | أنا أقول000 فلتذهب البشريه الى الجحيم عندما نصل الى المريخ نستولى عليه |
| "Özgürlüğe ve insanlığa bağlı bir Almanya." | Open Subtitles | "ألمانيـا العزيمة ، والحرية والإنسانية... |
| Hepimiz kardeşiz, gerçekten, ...her renkten ve ırktan, aynı Tanrı'ya ve insanlığa inanan insanlar. | Open Subtitles | .. و كنا كلنا أخوة . بحق ، ناس من مختلف الألوان و الأجناس . يؤمنون بإله و احد, فى وحدة إنسانية واحدة |