| Bir daha gerçek olup olmadığını anlamadığında, sana vurmasını iste. | Open Subtitles | المرة القادمة عندما تظن أحدهم غير حقيقي أطلب منه ضربك |
| Tanrı'dan tacı giyerken bana da seninki kadar kudret vermesini iste. | Open Subtitles | أطلب من الرب أن يعطني القوة لأرتدي التاج مثلما فعلت أنت |
| Daha sonra 30'dan fazla iste. Bu onların mal istemelerine yeter. | Open Subtitles | اطلب 30 حبّة أو نحوها حتى يضطروا إلى طلب إعادة تعبئة |
| Bir istisna yapmalarını iste. Birinci sınıfları oynatmamıza izin versinler. | Open Subtitles | اطلب منهم أن يقوموا باستثناء يتيح لنا اشراك طلاب مستجدين |
| Ondan anahtarı iste de çocukları alabilesin. | Open Subtitles | اطلبي منها المفتاح لكي تستطيعي الذهاب للأطفال. |
| Ondan, bir kutu dildo getirmesini iste. | Open Subtitles | أطلبي منه أن يُحضر علبة من السدادات القطنية |
| Öyle bir kanıt varsa teslim olup polisten adını temizlemesini iste! | Open Subtitles | إن كان هناك دليلاً ، إطلب من الشرطه أن تعثر عليه |
| - Ailenden iste. - Paraları yok. | Open Subtitles | أطلب المساعدة من رجالك ليس لديهم هذا النوع من المال |
| - Ailenden iste. - Paraları yok. | Open Subtitles | أطلب المساعدة من رجالك ليس لديهم هذا النوع من المال |
| Ben de, "oda servisinden biraz karides kokteyli iste, tatlım. | Open Subtitles | قلت، "أطلب لنا كوكتيل روبيان من خدمة الغرف، يا عزيزى" |
| Yardım iste, böylece bir gün çocuklarımızı görebilirsin. | Open Subtitles | أطلب المساعدة حتى تتمكن من رؤية أطفالك مرة أخرى يوماً ما |
| Öncelikle başkalarından geri bildirim iste ve duyduğun hoşuna gitmese de değerlendir. | TED | أولًا، اطلب من الناس أن يقوموا بتقييمك، واهتم بهذا التقييم، حتي لو كان يصعب سماعه. |
| Ölümüm halinde ABD konsolosuna haber vermesini iste. | Open Subtitles | فى حالة موتى اطلب منه ان يُبلغ القنصلية الأمريكية |
| Ondan, seni tekrar işe almasını iste. Evet diyecektir. Maaşına zam iste. | Open Subtitles | اسئله ليعيدني الى العمل و اطلب منه ان يزيد اجرتي. |
| Rahul'dan yardım iste. O Bombay'lı. mutlaka bir şeyler yapacaktır. | Open Subtitles | اطلبي مساعدة راهول هو من مومباي ربما يستطيع فعل شيء على الأقل |
| Bu gece ödül töreni var. Seninle gelmesini iste. | Open Subtitles | لديك تلك المأدبة الليلة اطلبي منه الذهاب معك لها |
| Eğer soruyu anlamadıysan, tekrar etmesini iste. | Open Subtitles | إذا لم تفهمي السؤال جيداً أطلبي منها إعادته |
| Bunu patolojideki Dr. Chen'e gönder ve olabildiğince çabuk tanımlamasını iste. | Open Subtitles | أرسل هذه إلى الطبيبة شين في قسم الأمراض و إطلب منها تحديد هوية هذا بسرعة قدر المستطاع |
| İhtiras Çiçeği Shirley'i iste, Yokohama Kelebeği. | Open Subtitles | إسأل عن باشيونفلاور شيرلي، فراشة يوكوهاما. |
| Evet, iste burada. | Open Subtitles | أجل، ها نحن أولاء. |
| Babana yardım etmek istiyorsan ağabeyinden kralın barışını korumasını iste. | Open Subtitles | إن أردتى أن تساعدى والدكِ, اطلبى من أخيكِ أن يحفظ السلام. |
| Ona başlamak konusunda zorlandığını söyle ve ondan tavsiye iste. | Open Subtitles | أخبره أنك لديك مشاكل في البداية واطلب نصيحته |
| Ona iştahın olmadığını söyle, midenin ağrıdığını... ve ondan ağrıyı durdurmasını iste. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّهُ ليسَ عندكَ شهية ومعدتكَ تؤلمك وأطلب منه أن يوقف الألم |
| Biraz daha kan iste ve neden bu işi yaptığımı hatırlat. | Open Subtitles | أطلبى المزيد من الدماء وذكرينى لماذا أفعل هذا كعمل لكسب قوتى |
| Kayıtları onlar silmeden mahkeme emri ile iste. | Open Subtitles | إطلبي إحضار تلك التسجيلات قبل أن يمكنهم أن يمحوها |
| Beni 555-0118'den ara. Doktor Fields'i iste. | Open Subtitles | اتصلي بي على الرقم 5550118 و اسألي علي الدكتور فيلدز |
| Göğüs için X Ray ve EKG iste, Chem-20 testi yap. | Open Subtitles | اطلبوا أشعة للصدر ، وتخطيط النبضات الكهربي وفحص تأيض الدم |
| Evet. Şimdi buna vakit yok. Bir ihtiyacın olursa iste. | Open Subtitles | علي أن أذهب، أنا مشغول هذه الأيامِ إذا احتجت لأي شيء، اطلبه منهم |