| Vardı. Eğer insanlar artık gelmiyorlarsa bu, istemediklerini gösteriyor. | Open Subtitles | ان كانوا لا يأتون الآن فهذا يعني انهم لا يرغبون بالمجئ |
| Onları kurtaracak kişiyi mutsuz etmeyi istemediklerini söyledi. | Open Subtitles | إنهم يقولون بأنهم لا يرغبون بأن يشعر الشخص الذي أنقذهم بالحزن |
| Birçok insan sağlıksız beslenmenin kendilerine iyi gelmediğini bilse de işin eğlencesini tehlikeye atmak istemediklerini ve bu yüzden sağlıksız beslenmeye devam ettiklerini savunur. | Open Subtitles | يمكن أن يجادل الكثير من الناس ذلك حتّى مع أن تناول غذاء غير صحّي ليس جيدًا لهم، لا يريدون التخلّي عن الجانب الممتع فيه. |
| Ama Smith ve Grimes bizimle konuşmak istemediklerini açıkça göstermiş oldular. | Open Subtitles | لكن سميث و غرايمز وضحواً الأمر إنهم لا يريدون التحدث إلينا |
| Olası bir suç mahallini bozmak istemediklerini söylediler. | Open Subtitles | . قالا انهما لم يريدا ان يعبثا بمسرح جريمة محتمل |
| Bir kitap turu yapmayı hiç istemediklerini de biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم انهم لم يريدا اقامة جولة للكتاب |
| Sıradan bir düğün, baba. Klas bir şey isteyip istemediklerini bilmiyoruz bile. | Open Subtitles | انها ذكرى الزواج الأربعون يا أبي لا ادري ان كانو يريدونها راقية |
| Beni süzdüklerini görüyorum ve beni burada istemediklerini biliyorum. | Open Subtitles | بإمكاني رؤيتهم يحدقون النظر و أنا أعلم بأنهم لا يرغبون بي هنا |
| Gülümsüyor olmaları birbirilerini öldürmek istemediklerini göstermez. | Open Subtitles | فقط لأنّهم يبتسمون هذا لا يعني أنّهم لا يرغبون بقتل بعضهم البعض |
| - İnsanlara istedikleri başka bir şeyi vererek istemediklerini yaptırmak. | Open Subtitles | انت ترغم اشخاص على فعل ما لا يرغبون به |
| Köylerin birinde film gösterimindeyken filmi kapattılar. Kadınların haklarını bilmelerini istemediklerini söylediler. | TED | وفي إحدى القرى التي كنا نعرض فيها قاموا بإطفائها قالوا أنهم لا يريدون أن تعرف النساء حقوقهن |
| Senin durumunda eve dönen daha fazla asker görmek... istemediklerini söylüyorlar sadece. | Open Subtitles | انهم لا يريدون عودة المزيد من الاشخاص مثلك |
| Yerlilerin bizim İncil'in kılavuzluğunu istemediklerini duydum. | Open Subtitles | لكني سمعت أن الهنود لا يريدون الإنقياد لكتابنا المقدس |
| Yatırımlarını neden boşa harcamak istemediklerini anlıyor gibiyim. | Open Subtitles | أنى اتفهم ، بإنهم لا يريدون تدمير الإستثمار |
| Kız istemediklerini düşün. | Open Subtitles | ولنقل أنّهما لم يريدا فتاة |
| Lux, Tasha'ya bakıcılık yapan ailenin fikirlerini değiştirdiklerini ve onu istemediklerini söyledi. | Open Subtitles | قالت "لوكس" بأن العائله التي كانت ترغب ب"تاشا" قاموا بتغيير رأيهم وأنهم لم يريدونها |
| Onu öldürmek istemediklerini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنهم لا يريدونها ميتة |