| Birkaç tanesini almak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | إنني متأكد أنه يوجد على الأقل واحدة أو إثنتين منها سترغب بشرائها |
| Belli olan; eğer bunu yapacaksak şimdi, yeni yıldan önce, suç oranındaki sıçramanın başkan Royce'a yüklenebileceği bir zamanda yapmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | الأكيد أننا في حال أردنا سحبها فأنت على الارجح سترغب بفعل ذلك الآن ، قبل السنة الجديدة بما أن أرقام معدل الجرائم |
| Giysilerinizi çıkartmak ve birbirinize dokunmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | انت ستريد ان تقلع عن هذا ولكن ملابسك ولمساتك وكذلك الأشياء الأخرى |
| Tamam, geri çekilin millet. Ama çok fazla değil. Çünkü bunu kesinlikle görmek isteyeceksiniz! | Open Subtitles | حسناً ، تراجعوا ، لكن ليس كثيراً سترغبون حتماً بمشاهدة هذا |
| Ve sonra geri kutu almak için isteyeceksiniz, acılarını geri koymak. | Open Subtitles | و بعدها سترغبين بإستعادة الصندوق . و أن تعيدي كل الحزن |
| Hayır, hayır, inananın bana. Bunu duymak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | كلا، كلا، ثقي بيّ، ستودين سماع ما اكتشفته |
| Böldüğüm için özür dilerim ama bunu görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | لكنكم ستودون رؤية هذا |
| Benim çatımın altında uyumak isteyeceksiniz herhalde. Ve benim domuzlarımdan yemek. | Open Subtitles | سترغب في النوم بمنزلي، كما أفترض وتأكل من طعامي.. |
| Bence görmek isteyeceksiniz efendim. | Open Subtitles | فنحن وسط عملية. أعتقد أنّك سترغب برؤية هذا يا سيدي. |
| Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim, ama bunu görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | إعتذاري الشديد على المقاطعة يا سيدي، لكن أعتقد أنّك سترغب برؤية هذا. |
| Sözüm söz, ilkini gördükten sonra tüm paketi isteyeceksiniz. | Open Subtitles | أعدك، بمجرد أن ترى أول واحد، سترغب في الحزمة كلها. |
| Tabi her ineğe Posilac [Monsanto Tanıtım Filmi] injekte etmek isteyeceksiniz çünkü etmediğiniz her inek kaçırılmış bir gelir fırsatı. | Open Subtitles | هو المنتج الذي ينتج زيادة عن حاجتنا. بالطبع سترغب في "بوسيلاك" لحقنه في كل بقرة مؤهلة |
| Bana güvenin Binbaşı. Bunu görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | ثق بي أيها القائد سترغب في رؤية هذا |
| İnanıyorum ki bir kaç saat içinde benimle tekrar konuşmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | أتخيل أنه بعد ساعات قليلة ستريد التحدث معي مرة أخرى |
| Kusura bakmayın efendim, ama daha iyiye giderse bu anlaşmaya katılmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | ليس إستهتاراً سيدي ولكن إذا حصل على تطوّر ستريد أن تكون في هذا الأمر |
| Altı ay sonra Pam'le evlenmiş olacak ve sonra, aile kurmak isteyeceksiniz | Open Subtitles | فى خلال 6 شهور انت و "بام" ستتزوجان. وفى وقت ما بعد ذلك. ستريد ان تكوَن عائلة بمفردك. |
| Geride bıraktığınız 66 yıllık hapis hayatından sonra evlere yerleşmek için biraz zaman isteyeceksiniz. | Open Subtitles | سترغبون ببعضِ الوقت لتستقرّوا و لتضعوا 66 عاماً من السجن وراءَ ظهوركم |
| Richmond Oilers şehri sallarken... o zengin havalı öğrencilerin yüz ifadelerini görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | كلكم سترغبون مطالعة وجوه مدارس " فانسي " الغنية عندماينتصر"ريتشموندأولفير" |
| Dikkatli olun. Bir sürü ve kesinlikle bir yerlere partiye gitmek isteyeceksiniz. Her yere. | Open Subtitles | احذري، إن أكثرت منه سترغبين بإقامة حفلة في مكان ما بل في جميع الأماكن |
| Üslubunuzu gözden geçirmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | سترغبين بالتأكد من لهجتك هذه... |
| Sayın Başkan, özür dilerim ama bunu duymak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة , معذرة ستودين سماع ذلك.. |
| Bunu görmek isteyeceksiniz. - O da ne? | Open Subtitles | ستودين مشاهدة هذا |
| - Bunu izlemek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | ستودون رؤية هذا |
| Asit, ateşleyici iğneyi tutan kabloyu eritince çok uzakta olmak isteyeceksiniz. | Open Subtitles | عندما الحمض يلتهم , خلال ساق القلم , عملية منع إشعال المسمار , فإنك سترغبُ بأن تكون بعيداً جداً |
| Bir dahaki sefere göklere çıkıp aya eşlik etmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | التالي سوف تخبرنا بأن نأتي بالقمر من السماوات |
| Çocuklar bunu görmek isteyeceksiniz. | Open Subtitles | يا رفاق ستريدون أن تروا هذا |