| Yalnız, dikkatli davranın kendisine. Kocam istirahat ediyor. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يكون حذرا في هذه الأيام زوجي يستريح |
| Blakey istirahat ediyor. | Open Subtitles | إنه يستريح في الغرفة، ولا يمكنه أن |
| - Şükür ki, şu an istirahat ediyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ إنه يستريح في الوقت الحاضر |
| Başkan ameliyattan çıktı ve yatağında istirahat ediyor. | Open Subtitles | خرج الرئيس من الجراحة وهو يستريح الآن إيميلي)؟ |
| Ricky istirahat ediyor. | Open Subtitles | ريكي " يستريح " |
| İstirahat ediyor. | Open Subtitles | إنه يستريح |