| Eğer söz konusu olan benim itibarım olsaydı ne hissedeceğimi soruyorsan... | Open Subtitles | إن كنت تسألني لو كنت أعرف ما يعني وضع سمعتي في المسائلة |
| Bunu hak etmiyorsun ama... söz konusu benim itibarım olunca, bir iyilik yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | انه ليس انك تستحق جهد اضافي لكن طالما سمعتي على المحك فانا ادعوه معروفاً |
| Artık sadece itibarım değil hayatım da tehlikedeydi. | Open Subtitles | لم تكن سمعتي فقط لوحدها على المحك في الحفلة بل الآن أصبحت حياتي أيضا ترجمة : مازن الطويل |
| Sen şov işinde bile değilsin. Benim itibarım var en azından. | Open Subtitles | لست حتى تعمل في مجال الترفيه، أنا لديّ سمعة |
| Üstelik, korumam gereken profesyonel bir itibarım var. | Open Subtitles | بالإضافه، إلى أنه لدي سمعة مهنية على حمايتها |
| İtibarım bir tarafa, işbirliği yapmayan tek adam var ve o da Parsa ile herhangi bir iletişimi olduğunu bildiğimiz tek kişi. | Open Subtitles | دعي سمعتي جانباً هناك رجل واحد لا يتعاون معنا وهو الوحيد الذي يعلم |
| Açıkçası, benim ismim itibarım çok yardımcı olur, çünkü birçok insan senin işi bitmiş bir ihtiyar olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | بصراحة , استعارة أسمي و سمعتي أليه سيساعد لأنه الكثير من الناس يعتقدون بأنك قديم و أنتهيت |
| Bütün itibarım veya ondan kalanlar tehlikede. | Open Subtitles | سمعتي بأسرها على المحك أو ما تبقى منها على أية حال |
| Şu kıllı arkadaşınız boynuma bıçak dayadığında darmadağın olan itibarım! | Open Subtitles | سمعتي التي تمرغت في التراب عنما وضع هذا التافه السكين على حلقي |
| İtibarım zarar gördü ve uşağım vuruldu efendi! | Open Subtitles | سمعتي تدمرت وخادمي أُصيب بطلق ناري، سيدي. |
| Şimdiyse uğruna çalıştığım her şey bursum, asistanlık şansım, itibarım hepsi risk altında çünkü seni kurbansın sandım. | Open Subtitles | والان كل شي عملت عليه زمالتي , دراستي , سمعتي كلها في خطر |
| Başarılarıma gıpta eden birileri tarafından defalarca kulağına fısıldandı diye ne olursa olsun onları reddetmek yerine itibarım üzerine asılsız iddialarda bulundun. | Open Subtitles | لقد قُمت بإقامة إدعاءات كاذبة لتشويه سمعتي والتي سيتم الهمس بها وتكرارها بواسطة هؤلاء الحاقدين على نجاحي |
| Sayın Yargıç, benim itibarım bu adliye sarayında bir çok kez lekelendi, ben bununla yaşayabilirim. | Open Subtitles | جلالتك, ليس هناك شك بأن سمعتي عانت في هذه المحكمة. بأستطاعتي التعامل مع الامر |
| Kesinlikle hiçbir şey, korumam gereken bir itibarım var. | Open Subtitles | بالطبع لا شئ , انا لدى سمعة لكى احتفظ بها |
| Üçkağıtçı olarak iyi bir itibarım var. Tutuklanmamı gerçekçi göster. | Open Subtitles | ، لدي سمعة طيبة كمحتال إجعل إعتقالي يبدو حقيقياً |
| Muhafaza etmem gereken bir itibarım var. Üstüne üstük canım da istiyor. | Open Subtitles | لديّ سمعة يجب أن أصونها وكذلك، فإنّي أودّ قتله |
| İtibarım görecek. Ve beni bir budala yerine koydunuz. | Open Subtitles | سُمعتي ستعاني، وأنتِ جعلتِني ألعب دور الأحمق |
| İtibarım veya bu lanet kasaba umurumda değil. | Open Subtitles | أنظر يا صديقي ، أنا لا الق بالاً بسمعتي أو بسمعة هذه البلدة الملعونة |
| Giriş işlemleri ile itibarım ve insanlığım kayboldu. | TED | لقد اُنتهكت كرامتي وانسانيتي أثناء إنهاء إجراءات الدخول إلى السجن، |
| Yani bir itibarım yoksa bile en azından varmış gibi davranmalıydım. Ally? | Open Subtitles | لو لم تكن لدي كرامه, لابد ان اظهر ذلك |
| - Hayal kırıklığına uğramış gibisin. - Düşünmem gereken bir itibarım var. | Open Subtitles | أنت تبدو خائِب الأمل لديّ سُمعة طيّبة لِأهتمّ بها |
| - İtibarım ! Bankamın itibarı ! | Open Subtitles | سمعتى , سمعه بنكى |
| Bütün itibarım, güvenilirliliğim, kariyerim, hepse mahvolur. | Open Subtitles | حيث أن سُمعتي، مصداقيتي و مهنتي .قد تُدمر |