| Söz vermen gerek. Kardeşinin o çukura atlamasına izin vereceksin. | Open Subtitles | لذا أنا بحاجة لوعد، ستدع أخاك يقفز إلى الحفرة النارية |
| Bayan şeytan kıyafetlerimi giymeme izin vereceksin yoksa babam gece odana uçarak gelecek ve yüzünü parçalayacak. | Open Subtitles | أنت ستدعني أرتدي ملابس الشيطان الخاصة بي و إلا سيطير والدي إلى غرفة نومك و يعض وجهك |
| Soyleyeceklerimi dinleyeceksin. Hazir oldugunda da sana yardim etmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | سأقولها ثانيةً وستنصتين، ثم حين تصبحين مستعدّة، ستدعيني أساعدك. |
| Sana maddeyi verince gitmeme izin vereceksin değil mi? | Open Subtitles | انت ستتركني اذهب حقاً عندما اعطيك الماده ؟ ؟ نعم |
| Bu kardeşimize her gün öğlen namazından sonra izin vereceksin. | Open Subtitles | ستسمح لأخينا هذا بالتغيب عن عمله هنا كل عصر |
| Herifin beni öldürmesine izin vereceksin sandım. | Open Subtitles | اعتقدت فعلاً أنك ستترك ذلك الوحش يقتلني. |
| Buna devam etmesine ne kadar izin vereceksin? | Open Subtitles | إلـى متى ستدعينه أن يستمر هكذا؟ |
| Böyle devam etmesine ne kadar izin vereceksin? | Open Subtitles | إلى متى ستدعه يستمر في تصرفاته تلك؟ |
| Selam yavrum. Geçmemize izin vereceksin değil mi? | Open Subtitles | مرحبا، ستدعينا نمر، اليس كذلك؟ |
| Bu senin şansın, ben dostum ve sen onu görmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | هذه هى فرصتك, لأننى صديق وأنت ستسمحين لى برؤيتها |
| Haklısın, ama eski karının seni, cinayetten suçlu bulunmuş birisini affetmeye ikna etmesine izin vereceksin. | Open Subtitles | صح, لكنك ستدع زوجتك السابقة تقنعه للموافقة على عذر بديل لجريمة |
| Haklısın, ama eski karının seni, cinayetten suçlu bulunmuş birisini affetmeye ikna etmesine izin vereceksin. | Open Subtitles | صح, لكنك ستدع زوجتك السابقة تقنعه للموافقة على عذر بديل لجريمة |
| Herkesin bu işi senin yaptığını düşünmelerine izin vereceksin demek? | Open Subtitles | إذن انتَ ستدع كل هؤلاء الناس يظنوا بأنك من فعل كل ذلك؟ |
| Yapmadığım bir şey için idam cezası almama izin vereceksin. | Open Subtitles | ستدعني أعاقب بحُكم الإعدام على جريمة لم أرتكبها |
| Söz ver bana, tek başıma gitmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | عدني أنك ستدعني أذهب إلى هُناك بمفردي |
| Söyleyeceklerimi dinleyeceksin. Hazır olduğunda da sana yardım etmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | سأقولها ثانيةً وستنصتين، ثم حين تصبحين مستعدّة، ستدعيني أساعدك. |
| Seni becermeme ne zaman izin vereceksin, Bayan Parker? | Open Subtitles | متى ستدعيني أن أضاجعك , سيدة باركر ؟ |
| Oyununda seni geçersem, işimi yapmama izin vereceksin. | Open Subtitles | إن أحرزت نقطة عليك في اللعبة ستتركني ألعب لعبتي |
| Onun beynini duvarda görmeyi istemezsen gitmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | إلا إن رغبت بأن يتطاير رأسه على تلك الجدران ستتركني أرحل |
| Beş dakika içinde orada ne istersem yapmama izin vereceksin. | Open Subtitles | بعد حوالي خمس دقائق ستسمح لي أن أفعل أي شيء أريده |
| Yarın sabaha YouTube yıldızı olmak istemiyorsan bu çocukların gitmesine izin vereceksin. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريد أن تكون نجم من نجوم "اليوتيوب". بحلول الصباح, ستترك هؤلاء الفتيان يرحلون. |
| Eğer Arlov adamımızsa, cinayetten yakasını kurtarmasına izin vereceksin? | Open Subtitles | إن كان (أورلوف) القاتل , فهل ستدعينه يَفلت بجريمته من دون عقاب ؟ |
| Böyle devam etmesine ne kadar izin vereceksin? | Open Subtitles | إلى متى ستدعه يستمر في تصرفاته تلك؟ |
| Girmemize izin vereceksin! Gireceğiz! | Open Subtitles | أنت ستدعينا ندخل نحن سندخل |
| Bak, sürekli soruyorum okula gitmemize ne zaman izin vereceksin? | Open Subtitles | أسمعي سأظل أسأل متى ستسمحين لنا بالذهاب الى المدرسة؟ |
| Arkamı dönüp gitmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | لا ، ستتجاهلني وتدعني اذهب من هنا |
| Bu şeyin senden bir şeyler almasına daha ne kadar izin vereceksin? | Open Subtitles | ما مقدار الضريبة التي ستتركين هذا الأمر يفرضها عليك؟ |
| Daha sonra bu kamptan çıkmama izin vereceksin. | Open Subtitles | ومن ثم سوف تسمح لي ان اخرج من هذا المعسكر من دون اذى |
| Oraya girmeme izin vereceksin. Kelepçeli veya kelepçesiz. | Open Subtitles | ويجب أن تسمحي لي بالدخول وذلك مع الأغلال أو من دونها |
| Eğer buradan sokarsam ödememe izin vereceksin. | Open Subtitles | لو رسبت في هذه، هُنا تماماً، سوف تدعني أرد الدَين. |