| Ama nasıl Ingrid Bergman'ın uçağa binmesine izin verirsin? | Open Subtitles | ولكن كيف يمكن أن تدع انغريد بيرغمان الحصول على تلك الطائرة؟ |
| Bu psikopatın seni iki sefer atlatmasına nasıl izin verirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك أن تدع هذا النفسية يغلبك مرتين؟ |
| Hazır olduğunda, belki şu romanına bir bakmama izin verirsin. | Open Subtitles | ربما عندما تكون مستعدا سوف تدعني القي نظرة على قصتك |
| Bitirdiğin zaman kullanmama izin verirsin belki. | Open Subtitles | عندما تنتهي منه إذن سوف تدعني أستخدمه. |
| O hâlde bir ara sana tekrar eşlik etmeme izin verirsin umarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تسمحي لي بمرافقتك مُجدداً يوماً ما |
| Orada oturup tüm gün kendi kendine sırıtabilirsin ya da binmeme izin verirsin? | Open Subtitles | هل ستجلس وتكلم نفسك طول الوقت أم ستدعني ادخل؟ |
| Birine bunu nasıl öylece söyler de_BAR_gitmesine izin verirsin? | Open Subtitles | كيف تقول لشخص ذلك و تتركة يذهب ؟ |
| Böyle kararları almama hep izin verirsin. | Open Subtitles | أنتِ تتركين لى القرارات دائماً فى مثل هذه الأوقات |
| Her şeyin sonunda, şanslıysan gururunu bırakıp, seni sevenlerinin seninle ilgilenmesine izin verirsin. | Open Subtitles | إن كنت محظوظاً، في النهاية يمكنك التخلّي عن كبريائك، وتدع أحبّائك يعتنون بك. |
| Ya da aptal olmayan profesyonel bir taşeronun bakmasına izin verirsin. | Open Subtitles | لالا, أنا سأنظر إليه! أو قد تدع محترف متعاقد الذي ليس غبياً ينظر إليه! |
| Nasıl bir insanın bizim hakkımızda bilgi sahibi olmasına izin verirsin? | Open Subtitles | كيف لك أن تدع إنسان أن يعرف بأمرنا؟ |
| Nasıl olurda bunun olmasına izin verirsin ve bana söylemezsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك ان تدع ذلك يحدث دون اخبارى |
| İki, bilinmez bir kadere gitmeme izin verirsin. | Open Subtitles | الثاني، أن تدعني أرحل إلى مصير مجهول |
| Belki bir iki sayfa okumama izin verirsin. | Open Subtitles | ربما حينها تدعني أقرأ شيئاً |
| Bir de belki hala filminde oynamama izin verirsin. | Open Subtitles | وربما تدعني أظل في فيلمك |
| Ama ya bu acının seni kontrol etmesine izin verirsin ya da ondan ders çıkarırsın. | Open Subtitles | لكن إمّا أن تسمحي للحزن بأن يتغلب عليكِ... أو تتعلّمي منه. |
| Belki daha sonra arabanı kullanmama izin verirsin. | Open Subtitles | ربما لاحقاً ستدعني أقود سيارتك |
| Birine bunu nasıl öylece söyler de_BAR_gitmesine izin verirsin? | Open Subtitles | كيف تقول لأحد ذلك و تتركة يرحل ؟ |
| Ya hapse gidersin ya da adamın seni aramasına izin verirsin. | Open Subtitles | أ تفهمين ما اقوله؟ اما تذهبين لسجن او تتركين هذا الرجل يتفحصك |
| Ya da onu ormana atıp, kurtlar tarafından defnedilmesine izin verirsin. Gerçekten her şey sana bağlı. | Open Subtitles | أو يمكنك رميه بالغابة وتدع الذئاب تهتم بجثته ، القرار لك |
| O zaman onu kurtların arasına atmadan önce, belki bulmamıza izin verirsin. | Open Subtitles | إذاً، لربما عليك أن تدعنا نحصل عليها أولاً قبل أن ترميها للذئاب |
| İster tutuklarsın, ister hayatını kurtarmasına izin verirsin. | Open Subtitles | ، يمكنكِ القبض عليه ، إن أردتِ أو يمكنكِ أن تدعيه ينقذكِ |
| Bazen birinin gitmesine izin verirsin. | Open Subtitles | .. فأحياناً تعفُ عن أحدهم |
| Hem kasten bile yapmis olsa, bunu yapmasina nasil izin verirsin? | Open Subtitles | أقصد حتى لو أنّه فعل ذلك عن غاية، فكيف سمحتي له بفعل ذلك؟ |