| Her şeyin olduğu gibi tekrarlanmasına izin vermemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن نترك الأمور تجري بالطريقة المقدر لها |
| Bu adamın yeniden sinirlenmesine izin vermemiz, asıl tehlikeli olacaktır. | Open Subtitles | الخطر هو أن نترك ذلك الرجل يصبح غاضباً، ثانيةً. |
| -Amerika'lılara izin vermemiz şart. | Open Subtitles | يجب علينا أن ندع الأمريكيين يتحملوا المسئولية كاملة |
| Ertesi sabah Veronica'ya, kap yarışmasını Cynthia'nın kazanmasına izin vermemiz gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي قلت لفيرونيكا أنه يجب أن ندع سينثيا تفوز في مسابقة ورق اللف |
| - Pekala. Çevreye dönün. Gitmelerine izin vermemiz gerekecek. | Open Subtitles | حسناً عودوا الى الحافله سوف ندعهم يغادرون |
| Fakat ne kadar çaba göstersek de gitmesine izin vermemiz gerekebilir. | Open Subtitles | لكن، بالرغم من مجهوداتنا لعلنا يجب ان ندعها تذهب |
| Burada kalmalarına izin vermemiz için zorlayamazlar. | Open Subtitles | انهم لا يستطيعون إجبارنا لنسمح لهم بالبقاء |
| Senin öylece çekip gitmene izin vermemiz o kadar zor ki, tatlım. | Open Subtitles | لذلك .. من الصعب علينا أن نسمح لك بالذهاب يا حلوتي |
| Önerim, son üç haftayı kızların birlikte geçirmesine izin vermemiz yönünde. | Open Subtitles | ... ما أقترحـه هو أن نترك الفتيات يقضين هذه الأسابيع الثلاثة المُتبقيّة سوية |
| Komitenin işini yapmasına izin vermemiz önemli. | Open Subtitles | ولكن من المهم أن نترك اللجنة تؤدي عملها |
| Izumi Shinichi ve Migi'nin test deneklerimiz olarak yaşamalarına izin vermemiz en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل أن نترك (إيزومي شينشي) و(ميغي) ان يعيشا تحتا تصرفنا |
| Paralarını almayacak olmamıza rağmen bu firmaların bize yapışmasına izin vermemiz konusunda garip hissetmeye başladım. | Open Subtitles | لا أعرف, يا رجل. الأمر بدأ يصبح غريبا ان ندع كل هذه الشركات تحاول جذبنا بالرغم أننا لن نأخذ أموالهم. |
| Yani, bana, bu kadının çocuğunu bizim ofisimizde büyütmesine izin vermemiz gerektiğini çünkü onun işini yapabilecek başka kimsenin olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اذاً أتخبريننى أنه يجب أن ندع هذه المرأة تربى طفلتها فى مكتبنا... لأنه لا يوجد أحد يمكنه القيام بعملها؟ |
| Elena'nın bu mutlu, umursamaz, ot gibi hayatı istediği gibi yaşamasına izin vermemiz çok önemli. | Open Subtitles | -لا تسخر مني . يهمّ أن ندع (إيلينا) تعيش حياتها السعيدة الجديدة المتجاهلة للمشاكل كما تشاء. |
| Woijchik ailesiyle federallerin ilgilenmesine izin vermemiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن ندع الفيدراليين بالتعامل مع أي أمر (ذو صلة بعائلة (ووتشيك |
| Kasabalar, organizma gibi yaşar ve ölür, bazen böyle olmasına izin vermemiz gerek, dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّكِ قلتِ أن المدينة تعيش وتموت مثل الكائنات الحيّة أحيانًا ندعهم فقط يرحلون |
| Ellerini kollarını sallayarak gitmelerine izin vermemiz gerektiğini mi öneriyorsun? | Open Subtitles | هل تقترح أن ندعهم يسيرون وسطنا؟ |
| - Gitmesine izin vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن ندعها تذهب |
| Ülkedeki en iyi sperme sahipiz, senin bize para veriyor olman lazım bunu içmene izin vermemiz için. | Open Subtitles | لدينا أفضل مني بالبلد هنا بهذه الغرفة ينبغي عليكٍ أنتأن تدفعي لنا لنسمح لكٍ بشربه |
| Peki, öyle olsun, yine de kontrol odasına girmenize izin vermemiz mümkün değil. | Open Subtitles | أن نسمح لك بدخول غرفة التحكم. لا أحد يدخل غرفة التحكم. |