| Belli ki, izlerini yok etmeyi bilen biriyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | من الواضح، أننا نتعامل مع شخص يعلم كيف يخفي آثاره |
| Bu da egosunu tatmin etmeye ve izlerini yok etmeye yarıyor. | Open Subtitles | وهذا بدوره يغذي غروره ويجعله يواصل إخفاء آثاره |
| Arama emri çıkarttırırsam, her şeyi yakar. İzlerini yok eder. | Open Subtitles | عندما أطالب بمذكرة، سيتلف كلّ شيئ ويخفي آثاره. |
| Arkasında izlerini yok eden bir "hacker" ordusu olması da cabası. | Open Subtitles | إنه حذر ولديه جيش من الهاكرز يغطون آثاره. |
| Sunum sırasında, maskeli adam mikrobotlarımı çaldı ve izlerini yok etmek için yangın çıkardı. | Open Subtitles | في العرض الرجل المقنع سرق روبوتاتي المصغرة وصنع الحريق ليخفي آثاره |